Yazı: Elif Girgin
“Amaaaan nasıl olsa süt dişi, değişecek. Çürüse de bir şey olmaz, yerine yenisi gelecek…” diye düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Çünkü genellikle süt dişleri ile karıştırılan altı yaş dişleri aslında kalıcı dişler. Sindirim sisteminin bir parçası olmasının yanı sıra konuşma ve estetik açıdan da büyük role sahip olan bu dişlerin kaybı birçok soruna neden olabiliyor. Acıbadem International Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği’nden Çocuk Diş Hekimi Ceren Güney Tolgay ile altı yaş dişlerini, bu dişlerin görevlerini ve çürümesi ya da kaybı halinde neler yapılabileceğini konuştuk.
Altı yaş dişleri nerede?
Genellikle altı yaş civarında ağızda görülmeye başladıkları için ‘altı yaş dişleri’ olarak anılan birinci büyük azı dişleri, üst ve alt çenede her iki tarafta birer tane olmak üzere toplam dört dişten oluşuyor ve süt azı dişlerinin en arka bölgesinde yer alan boşluktan çıkıyorlar. Bu dişlerin varlığı, çocuğun ‘süt dişlenme döneminin’ bittiği ve ağızda yer alan süt dişlerinin yanı sıra kalıcı dişlerinin çıkmaya başladığı ‘karışık dişlenme dönemi’ne geçildiğinin de bir göstergesi.
Süt dişi değil!
“Altı yaşlarındaki çocuklarda alt ön süt dişleri sallanarak düşer ve yerine kalıcı dişleri sürer. Bu diş değiştirme işlemi hem çocuk hem de ebeveynleri tarafından fark edilir ve kalıcı dişlerin geldiğinin bilincine varılır. Ancak altı yaş dişleri, herhangi bir süt dişi ile yer değiştirmeksizin kendiliğinden çene kavisinin en arka bölgesindeki boşluktan çıkar. Sallanarak düşen bir süt dişi olmaması ve arka bölgede yer alması; çocuğun da herhangi bir şikayeti olmaması nedeniyle gözden kaçırılır ya da süt dişi zannedilirler. Oysa ki altı yaşında çıkan bu birinci büyük azı dişleri, kalıcı dişlerdir” diyen Diş Hekimi Ceren Güney Tolgay, altı yaş dişlerinin görevlerini şöyle anlatıyor:
“Dişler yiyecek parçalarının çiğnenmesi ile sindirim sisteminin önemli bir parçası olmasının yanı sıra, konuşma ve estetik açısından da önemli rol oynar. Çocukluktan yetişkinliğe geçerken, çene kavisi de büyür ve diş sayısı ile büyüklüğünde değişiklikler olur. Bu nedenle büyüme ve gelişimi takip eden süreçte 20 adet süt dişinin yerini 32 adet kalıcı diş alır. Altı yaş dişleri, çocuğun büyüyen çene kemiklerinde oluşan doğal boşluktaki yerlerini alarak çiğneme fonksiyonunun devamını sağlar.”
Çürürse dikkat!
Altı yaş dişlerinin sıklıkla süt dişleri ile karıştırılıp, değişeceğinin sanıldığını vurgulayan Diş Hekimi Ceren Güney Tolgay, çocuklarda beslenme ve oral hijyen uygulamalarına dikkat edilmemesi durumunda bu dişlerde çok kısa bir sürede çürük oluşabildiğini ve tedavi ihtiyacı doğduğunu söylüyor. Tolgay, “Diş çürüğünün erken teşhis edilmesi durumunda dolgu veya bazı durumlarda kanal tedavisi ile dişin ağızda kalması sağlanabilir. Tedaviye geç kalınması ise erken yaşta kalıcı dişin kaybına neden olabilir” diyor ve altı yaş dişlerinin kaybının neden olabileceği sorunlar hakkında şu bilgileri veriyor: “Altı yaş dişlerinde oluşan çürüğün doğru zamanda tedavi edilemeyip çekilmesi, çocuğun çiğneme dişlerinden birini kaybetmesine ve beslenme problemleri yaşamasına neden olur. Kalıcı diş olması nedeniyle bu boşluğu dolduracak yeni bir diş tekrar oluşamaz ve o bölge boş kalır. Bu noktada çocuğun gelişimini takip eden diş hekiminin yönlendirmeleri de çok önemli. Bazı durumlarda altı yaş dişinin çekilmesini takip eden süreçte, onun hemen arkasında yer alan ikinci büyük azı dişi bu boşluğu kapatarak çıkabilir ve diş kaybının telafisi sağlanabilir. Ancak bu çocuğun yaşı ve diş gelişimine bakılarak hekim tarafından değerlendirilmesi gereken bir konudur. Çoğu zaman, tedavide ve çekimde geç kalınması nedeniyle çekilen altı yaş dişinin yeri boş kalır. Bunun sonucunda diğer dişlerde çapraşıklık görülebilir ve ortodontik tedavi ihtiyacı artar. Ayrıca erken yaşta kaybedilen bu azı dişinin yer aldığı bölgede zamanla kemik kaybı da meydana gelebilir. Böylece büyümenin tamamlanması halinde yapılacak implant/protez gibi tedavilerde kemik miktarındaki azalmaya bağlı problemler yaşanabilir.”
Altı yaş dişlerini korumak ve çürümesini engellemek mümkün mü?
Azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerinde bulunan ‘fissür’ adı verilen girinti ve oyukların derin olması diş çürükleri açısından risk oluşturabiliyor. Altı yaş dişlerinin ağızdaki pozisyonlarını tam olarak bulmasını takiben, hekim tarafından gerekli görülürse ‘fissür örtücü’ adı verilen koruyucu dolgular aracılığıyla çürük riskinin azaltılmasının mümkün olduğunu söyleyen Diş Hekimi Ceren Güney Tolgay, bu girintilerin akışkan bir dolgu maddesiyle örtülerek bu bölgelerde besin birikiminin önlendiğini ve çürük oluşma riskinin azaltıldığını ifade ediyor. Bunun yanı sıra, yine diş hekimi tarafından 3-6 ay aralıklarla tekrarlanarak uygulanabilecek olan ‘topikal flor jeli’ de diş minesini güçlendirerek çürük oluşumunu azaltıyor. Son derece kısa süren ve ağrısız olan bu uygulamanın doğru uygulandığı takdirde herhangi bir zararı bulunmuyor, aksine diş çürükleriyle savaşta oldukça fayda sağlıyor.
Şüpheci olun…
Çocuklarda yemek sırasında ya da durup dururken gelen ani ağrı, ağız içi veya dışında görülen şişlikler diş çürüğünün işareti olabiliyor. Ayrıca ağız kokusu da diş çürüğünü düşündüren önemli faktörlerden.
Şekerli, yapışkan ve asitli gıdalara dikkat!
Beslenme alışkanlıklarının diş sağlığındaki önemine de değinen Acıbadem International Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği’nden Çocuk Diş Hekimi Ceren Güney Tolgay, “Diş çürüğü besinlerle alınan karbonhidratların bakteriler tarafından fermente edilmesi sonucu oluşan asitlerin diş sert dokularında oluşturduğu hasardır. Bu nedenle beslenme alışkanlıkları, diş çürüğü gelişiminde önemli rol oynar. Özellikle okul çağı çocuklarının sık tercih ettiği şekerli, yapışkan ve asitli gıdaların aşırı tüketimi diş çürüklerinde artışa neden olur. Bu gıdaların mümkün olduğunca ara öğün yerine ana öğünlerde tercih edilmesi ve tüketiminin ardından dişlerin fırçalanması ya da en azından ağzın su ile çalkalanması sağlanmalıdır. Yüksek protein içeriği nedeniyle peynir, diş çürükleriyle savaşta önemli bir besin. Öğün aralarında elma, havuç gibi dişleri mekanik olarak temizleyecek besinler tercih edilmeli” diyor.
Çocuklarda diş bakımı nasıl olmalı?
• Bebeklerde henüz dişlerin çıkmadığı dönemde günde en az bir kere, nemli temiz bir bez yardımıyla diş etleri ve yanaklar temizlenmeli.
• İlk dişin ağızda görülmesiyle birlikte, parmağa takılabilen diş fırçaları ile anne çocuğun dişlerini temizlenmeye başlamalı.
• Üç yaşına kadar flor içermeyen diş macunları diş fırçasına sürüntü şeklinde uygulanarak çocuğun dişleri fırçalanmalı. (Çocukların dişlerini önce kendilerinin fırçalamalarına izin verilmeli sonra ebeveyn kontrolü ile iyi temizlenmemiş bölgeler tekrar fırçalanmalı.)
• Üç yaşından itibaren, çocuğun tükürmeyi de öğrenmesiyle florlu diş macunlarına geçilmeli.
• Düzenli diş hekimi kontrolüyle, çocuğun yaşına uygun ağız-diş bakımı öğrenilmeli ve sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez dişlerini fırçalaması alışkanlık haline getirilmeli.
• Diş aralarının temizlenmesinde diş ipi, çocuk çürük açısından yüksek risk grubunda yer alıyorsa gargara kullanılmalı.
Çocuklara diş fırçalama alışkanlığı nasıl kazandırılır?
“Çocuklara küçük yaşlardan itibaren yapılan düzenli diş kontrolleri sayesinde, diş hekimi tarafından verilecek bilgiler ile doğru fırçalama ve ağız hijyenine özen göstermenin önemi aşılanmalı” diyen Dt. Ceren Güney Tolgay, çocuğu zorlamak ve diş fırçalamayı bir eziyet haline dönüştürmek yerine, bunun önemi ve gerekliliğini anlatmaya çalışın” diyor ve ebeveynlerin çocuğa doğru örnek oluşturacak davranışlar sergilemesinin de önemine vurgu yapıyor: “Anne-baba dişlerini fırçalarken çocuğun izlemesi ve özendirilmesi sağlanabilir. Özellikle küçük yaştaki çocuklarda çeşitli oyunlarla diş fırçalama eğlenceli bir aktivite haline getirilerek motive edilmeye çalışılmalı.”
Çocuklarda ilk diş kontrolü ne zaman yapılmalı?
Amerikan Pediatrik Diş Hekimliği Akademisİ (AAPD) tarafından ilk diş muayenesinin ilk süt dişin çıkmasını takip eden süreçte (6-12 ay) bir çocuk diş hekimi (pedodontist) tarafından yapılması öneriliyor. Böylece bebeğin diş gelişimi yakından takip edilerek, ebeveynlerin beslenme ve ağız hijyeni konusunda bilgilendirilmeleri de sağlanabiliyor. Altı ayda bir yapılacak düzenli kontroller sayesinde süt dişlerinde görülen erken çocukluk çağı çürükleri önlenebiliyor. Çocuk ile diş hekimi arasında küçük yaşlarda itibaren uyumlu bir ilişki kurulması sayesinde düzenli
ağız-diş sağlığı kontrolüne gitme alışkanlığı da kazandırılmış oluyor.