Çocuklarda sıvı tüketimi ne kadar olmalı?

Dünyada ve vücudumuzda en bol bulunan madde olan ve yaşam için elzem olan
su; yediğimiz besinlerin sindirimi, emilimi, hücrelere taşınması, hücrelerde
yaşam ve sağlık için gerekli biyokimyasal tepkilerin oluşması, hücrelerin,
dokuların organ ve sistemlerin çalışması, metabolizma sonucu oluşan zararlı
maddelerin taşınması ve atılması, vücut ısısının denetiminin sağlanması,
eklemlerin kayganlığının sağlanması gibi önemli görevlere sahip. Vücudun su
dengesinin korunması ise “hidrasyon” olarak tanımlanıyor. Solunum yoluyla, idrarla,
terle ve dışkı ile kaybedilen su miktarı ile içilen su, içecekler ve yiyecekler
ile alınan su miktarı arasındaki denge ile sağlanıyor.

Kadıköy Şifa Sağlık Grubu Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Rabia Yurdagül; yaz mevsiminde aşırı sıcaklar ile çocuklarda sıvı dengesinin sağlanmasının hayati önem taşıdığını; bireyin günlük sıvı gereksiniminin ise; içtiği su, diğer içecekler ve yediği besinlerin içindeki su ile karşılandığını vurgulayarak, su tüketiminin önemini ve çocuklarda sıvı dengesinin
sağlanmasının yollarını anlattı.

Vücuttaki su dengede tutulmalı
Besin tüketimi ile vücutta
oluşan zararlı maddeleri atmak, vücut ısı dengesini sağlamak için günde
yaklaşık 2.5 litre sıvı kaybı olur.
Sıcak havalarda, fazla fiziksel aktivite yapıldığında, fazla proteinli ve tuzlu
besinler tüketildiğinde, terleme ve idrarla, vücut ısısını arttıran ateşli
hastalıklarda solunum yoluyla, ishalde ise barsak yoluyla sıvı kaybı artar.
Böyle durumlarda vücudun sıvı gereksinmesinde de artış olur. Vücudun sıvı
gereksinimi karşılanamadığında ise “dehidrasyon” durumu ortaya çıkar. Vücuttaki suyun dengede
tutulmasının yaşamsal önemi vardır ve bu dengeyi korumak için kaybedilen suyun
mutlaka yerine konması gerekir. Yaz aylarının yaklaşması ve
sıcaklıkların artması ile birlikte, dehidrasyon çocuklar için önemli hale
gelmektedir. Çocuklarda yeterli hidrasyonun sağlanması, sağlığın korunması ve
tıbbi sorunları önlemek için en basit yollardan biridir.

Çocuklar ne kadar sıvı tüketmeli?
Özellikle eğer çocuğunuz
ağız yoluyla sıvıları yeterli miktarda tüketmiyorsa veya susama hissinin
yetersiz olmasına bağlı olarak yine yeterli sıvıyı almıyorsa, çocuğunuzun ne kadar sıvı ihtiyacı olduğunu nasıl anlayabilirsiniz? Bunun en
kolay yolu çocuğun ne kadar idrar çıkarttığını takip etmektir. Bebekler günde en
az 4-8 kez alt bezlerini ıslatırlar, çocuklar ise günde 4-8 kez idrara
çıkarlar. Bununla birlikte çocuğunuzun ne kadar sıvı alması gerektiğini
hesaplayabilir ve gün içinde aldığı sıvıların takibini yaparak hidrasyonunu
sağlayabilirsiniz. Çocuğun yaşı, büyüklüğü, aktivite düzeyi ve tıbbi geçmişine
dayalı olarak sıvı ihtiyacı değişkenlik gösterebilir. Sıvı ihtiyacını
belirlemek için en basit metod Holiday-Segar Hesaplaması’dır. Bu metod çocuğun
ağırlığına dayanır. Buna göre ağırlığın ilk 10 kg’ı için vücut ağırlığının kg’ı
başına 100 ml, sonraki 10 kg için
vücut ağırlığının kg’ı başına 50 ml ve 20 kg’ın üzerindeki her ağırlık için
vücut ağırlığı kg’ı başına 20 ml’dir. Örneğin 10 kg
bir çocuk için 1000 ml, 15 kg çocuk
için 1250 ml, 25 kg çocuk için 1600
ml gibi” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Rabia Yurdagül, “Toplam sıvı alımının
%70-80’i içme suyu ve diğer içeceklerden, geri kalanı ise besinler aracılığıyla
karşılanır. Çocuklar için temel sıvı kaynağı yetişkinlerde olduğu gibi
öncelikle sudur. Suyla birlikte meyve ve sebze suları, süt, ayran, kefir gibi
içecekler, ev yapımı limonatalar, meyve ve bitki çayları, çorbalar, sebze ve
meyveler sıvı alımı sağlanabilecek diğer önemli kaynaklardır. Su; karbonhidrat,
protein, yağ, vitamin ve mineraller ile birlikte önemli bir besin öğesidir.
Fakat birçok çocuk, yaş veya aktivite düzeyine uygun yeterli suyu içmemektedir.
Özellikle okul günlerinde hafta sonuna göre daha az su içilebilmektedir. Burada
okulda suya ulaşamama veya okul tuvaletlerinin kullanılmak istenmemesi gibi
nedenler rol oynayabilmektedir. Gün boyunca ve okulda çocuğun yeterli suya
ulaşabilir olması önemlidir, bunun için beslenme çantasına suyunda ilave
edilmesi veya okullardaki su sebillerinin kullanımının aile ve öğretmenler
tarafından teşviki, ilgi çekici su mataralarının ve sulukların alınması gibi
uygulamalar çocukların daha çok su içmelerine yardımcı olacaktır.

Su içme alışkanlığı
erken yaştan itibaren kazandırılmalı
Çocuklar
yetişkinlerle kıyaslandığında vücut kütle oranına göre daha büyük bir yüzey
alanına sahip oldukları ve terleme yetenekleri ve böbrek fonksiyonları daha az gelişmiş olduğu için buharlaşma ile daha çok su kaybediyorlar. Sıcak ortamlardaki
oyun veya egzersizler sırasında yetişkinlere göre sıcağı daha az tolere
ederler, ağırlıklarına göre daha fazla metabolik ısı üretirler, susama
duyarlılıkları daha düşüktür ve daha fazla suya ihtiyaçları olduklarını
anlamayabilirler. Bu alanda yapılan çalışmalarda çocuklarda yetişkinlerle
benzer bir hızda dehidrasyon geliştiği görülse de, çocukların vücut
sıcaklıkları yetişkinlerden daha hızlı yükseldiği için, yeterli sıvıyı almaları
yetişkinlerden daha önemlidir.

Dehidrasyona dikkat!
Sıcak havada oynayan ve
egzersiz yapan çocukların yalnızca su içmeye teşvik edilmesi yeterli değildir,
izlenmeleri de gerekir. Sıcak havada fiziksel aktivitenin bir sonucu olarak
çocuklarda kolayca dehidrasyon gelişebilir ve bu durum yalnızca ciddi değildir,
aynı zamanda yaşamı tehdit edici özelliktedir. Genellikle hafif
dehidrasyon sık susama ve sarı idrar gibi belirtilerle kendini gösterirken,
daha ciddi dehidrasyon ciltte,
ağız ve dilde kuruluk, gözlerde çöküklük, griye dönen deri rengi, deride
kızarma, sıcaklık ve gevşeklik, gözyaşının olmaması, idrar çıkışında azalma
gibi belirtilere neden olur.

Hangi belirtiler oluşur?
Hidrasyonun sağlanamaması
çocuğun zihinsel performansını ve öğrenme yeteneğini olumsuz etkiler.
Halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı ve yorgunluk oluşumunun yanı sıra dikkat ve
konsantrasyon yeteneğini azalmasına neden olur. Susuzluk hissedildiğinde
hafıza, dikkat ve konsantrasyon gibi zihinsel performans faktörleri de %10
azalmıştır. Susuzluk genellikle dehidrasyon ile vücut ağırlığının %0.8-2’si
kaybedildiğinde hissedilir. Bu oran 10 yaşındaki 30 kg
ağırlığındaki bir çocuk için 1-2 su bardağı (300ml) suya eşdeğerdir. Bu esnada
su içiminin acil bir uyarı ve yeniden canlandırma etkisi vardır. Su içimi ile
ilgili yapılan pilot okul çalışmalarında, öğretmenler su ihtiyacının
karşılanmasının verimli bir öğrenme ortamına katkıda bulunduğunu ve iyi
alışkanlıklar aşılamaya yardım ettiğini rapor etmişlerdir. Çocuklarda
dehidrasyon, idrar yolu enfeksiyonu, yatak ıslatma, kabızlık gibi sağlık
problemlerine de neden olabilir. Erkek çocukların %1’i ve kızların %3’ü
yaşamlarının ilk 10 yılında idrar yolu enfeksiyonu ile karşılaşmaktadır. İyi
hidrasyon idrar yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde önemlidir.

Çocukların sıvı gereksinimi
yaşla birlikte değişir. Süt alımı azaldıkça içeceklerle alınan su giderek daha
önemli hale gelir. 0-1 yaşta anne sütü en iyi sıvı kaynağıdır. 6. aydan
itibaren su ve tamamlayıcı besinler (mama, meyve, sebze suyu) anne sütüne
destek olarak sıvı kaynağını oluşturur. 1 yaş sonrası ise en iyi sıvı kaynağı
sudur.

Hidrasyonun sağlanması
için yaş gruplarına göre önerilen günlük sıvı alım düzeyleri şöyle:

  • 1-3 yaş için 0.9
    litre
    ,
  • 4-8 yaş için 1.2
    litre
    ,
  • 9-13 yaş kızlar için 1.6
    litre
    , erkekler için 1.8 litre,
  • 14-18 yaş kızlar için 1.8
    litre
    ve erkekler için 2.6 litredir.

(Kusması, ishali, aşırı
terlemesi olan, çok yüksek sıcaklıklara maruz kalan ve egzersiz yapan çocuklar
için bu miktarlar artırılmalı.)

Su dışında neler tüketilebilir?
Su dışında sıvı olarak
tüketilecek süt, ayran, kefir gibi içecekler aynı zamanda kalsiyum içerikleri
ile kemik sağlığını destekler. Taze sebze ve meyveler ile bunlardan elde edilen sebze ve meyve suları da
iyi sıvı kaynaklarıdır. Ancak meyve sularında dikkat edilmesi gereken nokta,
meyve sularının önemli vitamin ve mineralleri içermeleri yanında yüksek oranda
da şeker içeriyor olmalarıdır. Meyvenin kendisini yemek yerine suyunu tüketmek
hem daha fazla kalori almaya ve hem de daha az tatmin olmaya neden olur. Ayrıca
bazı meyve suları asidiktir ve gazoz gibi şekerli içeceklerle birlikte
tüketildiğinde dişlere zarar verir. Bu nedenle meyvelerin kendilerini yemekte
sıvı alımına destek olacağından sularından ziyade kendileri tüketilmelidir.

Asitli içecekler suyun yerine geçmez
Tatlarından dolayı popüler
olan asitli içecekler çocuklar için daha çekici gibi görünse de hiçbir zaman
suyun yerine geçmezler. Kafein içerikleri yüksek olan bu grup içecekler, yüksek
asit içerikleri ile dişler için de zararlıdır ve yüksek kalorileri nedeniyle
çocukluk çağı obezitesine zemin hazırlarlar.























































Yapılan bir çalışmaya göre,
okul öncesi çocukların %15’i önerilen günlük enerji alımlarının neredeyse
yarısını şekerli içeceklerden karşılamaktadır. Bu içecekler besinsel açıdan
yoksundur ve iştahı azalttığı için yemek zamanı çocukların besin öğesi alımına
engel olur. Ayrıca şekerli içecekler su kadar susamaya neden olmadığı için
çocukların daha az su içmesine neden olabilir. Ev yapımı limonatalar sıcak
havalarda özellikle bu asitli içecekler yerine alternatif olarak
kullanılabilir. Suyun tadını sevmeyen çocuklar için suyun içerisine limon
sıkmak veya meyve, sebze eklemekte suyu daha cazip hale getirecek
uygulamalardır. 

Başa dön tuşu