Yazı: Nilgün Yıldız/Bebeğimle Elele
Kollarınızın arasındaki bebeğinizin belki de bir dahi olduğunun farkında değilsiniz. Onu hep sevimli küçük bir bebek olarak görseniz de beyni sandığınız kadar minik değil. Bebekler aka nöron denilen beyin hücreleriyle doğuyorlar. Bebekliğin ilk altı ayında 100 milyar nörona sahip olan bebeklerin nöronları, büyümeye başladıkça ölmeye de başlıyor. Yani doğumdan ilk altı aya kadar olan dönem insan beyninde nöronların en çok olduğu dönem. 0-6 aylık dönem insan yaşamında bir daha yaşanmayacak özel bir zaman dilimi. Bu da demek oluyor ki; ona bir yaşına kadar öğretebileceğiniz çok şey var.
Kucaklaşma
Özellikle büyüklerimizden bebeklerin çok fazla kucağa alınmasının iyi bir şey olmadığını duyarız. Fakat Washington’daki St. Louis Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma bu düşüncenin yanlış olduğunu kanıtlıyor. Araştırma sonuçları, bebeklik döneminde aşırı sevgi gören, annesi tarafından kucağa alınarak çok fazla sevilen çocukların daha az stresli olduğunu ortaya koydu. Ayrıca bu çocukların zekaları da diğerlerine oranla daha yüksek oluyor. Bu nedenle çocuğunuz bir şeylerden korktuğunda, ağladığında ya da size ihtiyacı olduğunda şımarır diye kucağınıza almıyorsanız hata yapıyorsunuz. Çünkü çocuğunuzun kocaman bir sarılmaya ihtiyacı var.
Ortak nokta
Yenidoğan bebeğinizin dilinizden anlaması imkansız. Aynı zamanda görme yeteneği de çok keskin değil. Objeleri ancak onu severken üzerine eğildiğiniz yakınlıktan görebiliyor. Yapılan araştırmalar, yenidoğanların -yanlış anlaşılma olmasın ama- köpekler gibi koku alma duyusunun çok gelişmiş olduğunu gösteriyor. Yapılan bir araştırmaya göre yenidoğan bir bebek annesinin sütünden başka bir anne sütü kokusu duyduğunda strese giriyor ve rahatsız oluyor. Aynı araştırma, annesinin giysilerini koklayarak bebeklerin hemen sakinleşebildiklerini de gösteriyor. Bu nedenle size tavsiyemiz biricik bebeğinize yaklaşırken ağır kokulu parfümlerden kaçının. Mümkün olduğu kadar kendi kokunuzu almasını sağlamalısınız.
Rüyalar gerçek olsa
Bebeklerin uykuları hızlı göz hareketleri, kıpırdamalar, rüya görme, ses çıkarma ve kolay uyanma ile tanımlanan REM uykusudur. Yetişkinlerin uykularının ise sadece yüzde 25’i REM uykusundan oluşuyor. Bebekler REM uykusundayken rüyalar görseler de bu rüyaların ne olduğunu bilmek çok da mümkün olmuyor. Bu durumun en iyi yanı ise bebeklerin kabus görme olasılığının olmaması. Çocuklar 2-3 yaşından sonra kabus görmeye başlıyor. Eğer siz bebeğinizin uykusunda rahatsız olduğunu, ağladığını görüyor ve kabuslarla boğuştuğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu yaşadıkları sadece uyku terörü denilen bebeklerin bir uyku evresinden diğerine geçerken yaşadığı rahatsızlıktan kaynaklanan ağlamalar. Uyku terörünün neden kaynaklandığı bilinmiyor fakat bebeğiniz böyle bir durumla karşılaşıyorsa o an yapabileceğiniz en iyi şey onu kucağınıza almak ve birkaç dakika içinde sakinleşmesini beklemek.
Hafızasını küçümsemeyin
Yenidoğan bebeklerde beynin hafızadan sorumlu olan hipokampus bölgesinin yüzde 40’ı oluşmuştur ve 18 ay içinde oluşumu tamamlanır. Bu nedenle yeni doğan bir bebek, annesinin sesini duyduğu diğer seslerden ayırabilir. Kısacası bebeğiniz bir aylıkken annesinin onu beslediğini bilir, dört aylıkken sizin yüzünüzü diğer kişilerden ayırabiliyordur. Bu nedenle örneğin her gece uyumadan önce bebeğinize kitap okursanız kendisine kitap okunduğunda uyuyacağını bilir.
Biliyor musunuz?
Yapılan araştırmalar, kız ve erkek çocukların, beyin yapılarının, beden kimyasallarının ve hormonlarının farklı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle de kız ve erkek çocukların davranışları birbirlerinden farklı oluyor. İşte beyinsel gelişimdeki farklılıklar:
• Erkek çocuğun beyni, kız çocuğun beyninden daha yavaş gelişiyor.
• Erkeklerin düşünmeyi kontrol eden beyinlerinin sol tarafı, beynin sağ tarafına göre daha yavaş gelişiyor. Bu yüzden erkekler matematik ve karşılaştırmaya daha yatkın olsalar da, dil bilgisi ve okuma konusunda kız çocuklara göre daha geridedirler.
• Kız çocukların beyinleri ise daha erken gelişiyor. Bu sayede beynin iki tarafını birden kullanma becerisine sahip oluyorlar. Okuma konusunda da öndedirler. Kızların beyinlerinde daha fazla serotonin olduğundan erkeklere oranla daha sakindirler.
• Kızların motor aktiviteleri daha yavaştır, daha az güç harcamaya yatkındırlar.
• Erkek çocukları sol gözleriyle daha iyi görürler ve bu da beynin sağ kısmının daha çok gelişmesini sağlar.