Yazı: Sinem Gürleyük
İnatçı, saldırgan, talepkar, huysuz… Çocukların iki yaş civarında yaşadıkları sendrom, bazen ebeveynlerin hayatını zorlaştırabiliyor. Uykusuz geçen geceler, yenmeyen yemekler, bitmeyen ağlama krizleri, şiddet gösterme bu dönemde aileleri en çok huzursuz eden durumlar. Ancak bunlar aslında bir hastalık değil, dönemsel bir durum. Acıbadem Atakent Hastanesi’nden Uzman Psikolog Reyhan Algül, bu dönemin çocuk gelişimindeki normal evrelerden biri olduğunu söylüyor: “İki yaş sendromu, kendine özgü bulgular gösteren bir süreç. İki yaş, çocuğun kendisi ve çevresi üzerinde hakimiyet kurmaya ve kendi benliğini oluşturmaya başladığı bir dönem. Bu sürece bir tür ‘ön ergenlik’ de denebilir. Çünkü bu dönemde çocuklar tıpkı bir ergen gibi ailesiyle inatlaşıyor, istediği olsun diye tutturuyor, kısacası bağımsızlığını ilan ediyor.” Ortalama 1.5 yaş civarı başlayan, bu sendrom, 3.5 yaştan sonra toplumsallaşma ve sosyalleşmenin artması ile çocuğun sakinleşmesiyle son buluyor. Ancak çocuk, bu sendromdan geçerken aileyi nasıl manipüle edeceğini öğrenmişse, bu dönemdeki bazı alışkanlıklarını ileri yaşlara da taşıyabiliyor. O yüzden bu dönemde her zamankinden daha dik durmalı ve sabırlı olmalısınız. Çocuğunuz, iki yaş sendromunun en belirgin özellikleri olan aşırı inatlaşma, sebepsiz ağlama krizleri, tutturmalar, sinirlenince kendisine ya da başkasına zarar verme, ısırma, vurma gibi birtakım davranışlar sergiliyorsa sizin için alarm çalmaya başlamış demektir.
Sabırlı olun
Çocuğunuz ‘hayır’ ve ‘yapma’ kelimelerini yani ilk büyük sınırları hemen öğrenemeyebilir ve defalarca bu sınırları test etmek isteyebilir. Psikolog Reyhan Algül, bu dönemde sabırlı olmanın yaratacağı farkı ve çevresel faktörlerin önemini özellikle vurguluyor: “Çocuklar hemen öğrenemiyor ve öğrendiklerini de çok çabuk unutuyor. Burada bakıcı ve büyük ebeveynler faktörünü de unutmamak gerekiyor. Anne-babanın ‘hayır’ dediği bir şeye; bakıcı ya da büyük ebeveynler ‘evet’ diyorsa, çocuk daha da hırçınlaşabiliyor. Bu yüzden çocuğun çevresinde olan herkesin aynı disiplin yöntemini benimsemesi ve aynı tutarlılık içinde olması gerekiyor” diyor.
İnatlaşmayın
Peki öfke nöbeti geçiren çocuğunuzu nasıl sakinleştireceksiniz? Bu sendromun belirtileri arasında sık sık ağlama nöbetleri geçirmek ve kendini harap edip, kusmak var. Bu dönemdeki bir çocukla inatlaşmaya girmek gereksiz bir savaşın içinde olmak anlamına geliyor. Psikolog Reyhan Algül, “Çocuğunuzla inatlaşırsanız bir süre sonra siz de kendinizi sadece bağırıp çağırırken bulursunuz” diyor. Bu inat savaşlarının sonunda da karşılıklı olarak sinir sisteminiz harap olur. Öfke nöbeti geçiren bir çocuğun tüm isteklerinin yerine getirilmesi elbette doğru değil. Bunun yerine önce kendinizi sakinleştirmeli ve sonra da onu yalnız bırakmalısınız.
Psikolog Algül, iki yaş sendromu sırasında bazı çocuklarda şiddet eğiliminin de ortaya çıkabileceğini sözlerine ekliyor: “Şiddet hareketlerini ilk fark ettiğiniz an durdurabilmeniz önemli. Tabii ki oldukça zor bir şeyden bahsediyoruz. Şiddete tolerans gösterirseniz ya da o size vurdu diye siz de ona vurursanız ya da zaten vuran bir ebeveynseniz, bu şiddet davranışını artırır. Ebeveynlerin çoğu, çocuklarına bu yaşta kural konulamayacağını düşünüyor. Halbuki ilk ‘hayır’ların bebeklikten itibaren öğretilmesi gerekiyor. Çocuklar; kuralın konuluş tarzı, şekli ve zamanlamasının yanlışlığı nedeniyle kural tanımaz hale gelebiliyor. Bu yüzden ebeveynlerin dikkatli olmaları gerekiyor.”
Bağımsızlığını destekleyin
İki yaş sendromu yaşayan çocuğunuza yardım etmek istiyorsanız öncelikle onun bağımsızlığını destekleyin, rutin ve düzenli bir hayat sunun, duyguları ifade etmeyi öğretin, az televizyon izletip, bol bol oyun oynatın, hareket ettirin. Ona seçim hakkı verin, sınır çizin, tehdit değil takdir edin, kararlı ve örnek olun! Ve en önemlisi bu sürecin çocuk gelişiminin bir parçası olduğunu unutmayın. Her insanın olaylar karşısındaki algı ve tolerans düzeyi farklı olduğu için, kimi ebeveynler bu dönemle kolayca başa çıkabilirken bazıları daha fazla zorlanıyor. Psikolog Reyhan Algül zorlanan ailelerin bir çocuk ruh sağlığı uzmanından yardım almasını öneriyor.