Gece (uyku) terörü nedir? Pek çok anne babanın merak ettiği gece terörü ile ilgili soruları hemşire Seda Özcan yanıtlıyor… Gece terörü ne zaman görülür, nasıl engellenir? Gece terörü ile kabusun farkları ne? bu makalede bu sorulara yanıt bulabilirsiniz. Gelin Seda Özcan’ın yanıtlarına birlikte bakalım:
GECE (UYKU) TERÖRÜ NEDİR?
“Gece terörü gecenin genellikle ilk uykunun yarısı gerçekleşir. Bebeğinizin/ çocuğunuz uykuya geçtikten ortalama 2-3 saat sonra; uyku aniden bölünür ve bebeğiniz ağlar bağırır ya da korkmuş şekilde davranır. Genellikle olay ortalama aynı saatte olur. Uykuya geçtikten iki saat sonra.. uykuya geçtikten 45 dakika sonra… şeklinde ebeveynler belli bir zamanı tarif eder. Fakat burada gerçek bir uyanıklık yoktur. Yani siz sakinleştirmeye çalışırken bebeğiniz sizi duymaz ve sakinleştirme konusunda başarılı olamayabilirsiniz. Uyku terörü atağı bir dakika ile yarım saat arasında sürebilir. Bebeğiniz/ çocuğunuz sakinleşince yani atak bitiminde hızlıca uykuya geri döner. Ertesi sabah uyandığında ise hiçbir şey hatırlamaz. Hatırlatmaya da gerek yoktur”
GECE TERÖRÜ NE ZAMAN GÖRÜLÜR?
Peki, gece terörü ne zaman görülür? Seda Özcan bu soruyu şöyle yanıtlıyor: Genellikle 3-6 yaş arasında görülse de nadiren 9 ay ve üzeri bebeklerde de görülebilir.
ATAK ANINDA NELER YAPILABİLİR?
Özcan, ‘Atak anında ne yapılmalı?’ sorusuna ise şu yanıtı veriyor:
- Ebeveynler için atak anı psikolojik olarak çok zorlu bir süreçtir fakat atak anında bebeğinizi sakinleştirip uykuya geri döndürmeye çalışmak ilk hedef olmalıdır.
- Atak anında çocuk/bebek kesinlikle uyandırılmaya çalışılmamalıdır.
- Farklı bir odaya götürmek minik ısı farkından dolayı çocuğu rem uykusuna geri geçirebileceğinden atağı sonlandırabilir.
- Ancak bazen atak sırasında bebeği kucağınıza almak onu uyandırır ve bebeğinizin daha çok korkmasına sebep olabilir.
- Bu durumda bunun geçiçi bir durum olduğunu, aslında bunların hiç birini hatırlamayacağını unutmamak ve ebeveynler olarak sakinliği korumak gerekir.
GECE TERÖRÜNÜ ENGELLEMEK İÇİN…
Gece terörünün özel bir tedavisi olmasa da engellemek için:
- Çocuk/Bebekte ki stres düzeyi azaltılmalıdır, eğer bir eğitim ve değişikliğin eşiğindeyse (tuvalet eğitimi, uyku eğitimi, taşınma,okula başlama vb) bir süre ara verilmelidir.
- Uyku öncesi mutlaka rahatlatıcı uzun bir rutin yapılmalıdır.
- Bebeğinizi/Çocuğunuzu uykuya yorgun götürmemeli ve gün içinde ayına yaşına uygun yeterli miktarda uyuduğundan emin olunmalıdır
- Eğer yorulduğu bir gün oldu ise uyumasa bile mutlaka uyku öncesi bir süre dinlenmesi için fırsat tanınmalıdır.
- Düzenli bir günlük düzen oluşturulmalıdır. Çocuklar düzen sever ve kaygı miktarını azaltır.
- Ayrılık kaygısı sürecinde ise mutlaka çocuğun/bebeğin kaygısını azaltmak için ayrılık kaygısı oyunları oynanmalı
- Gündüz uykularını azaltma sürecinde iseniz;(çift uykudan tek uykuya düşmek ya da öğle uykusunu kaldırmak gibi) mutlaka gün içinde dinlenmesi sağlanmalıdır.
- Eğer atak her gece ortalama aynı saatte oluyorsa, atağın beklenen saatinden 15-20 dk önce bebeği hafifçe dürterek uyandırmak ve bebeğin uyku döngüsünü değiştirmek bazı vakalarda işe yarar bulunmuştur.
GECE TERÖRÜ İLE KABUSUN FARKI NE?
Peki, Gece terörü ve kabus arasında ne fark var? Birbirinden nasıl ayırt etmeli? Aralarındaki farklar şöyle:
ELELE ARŞİVİNDEN GECE TERÖRÜ
Elele’de 26 Nisan 2015’te ‘gece terörü’ ile ilgili yer alan haber ise şöyleydi:
Onu mışıl mışıl uyuttunuz… Uyanmasın diye evde parmak uçlarınızda yürüyorsunuz, zilin üzerine ‘bebek var!’ diye not kağıtları astınız… Şahanesiniz… Fakat o da ne! Uykudan aniden uyanmalar, çığlık çığlığa ağlamalar, krizler, bitmek bilmeyen geceler. Dikkat, gece terörü ile tanışıyor olabilirsiniz…
Yazı: Sinem Gürleyük
Çığlıklar, ağlama krizleri, kan ter içinde uyanmalar…
Bebeğiniz bu şikayetlerle sık sık uyanıyorsa gece terörü olarak bilinen uyku bozukluğuyla başınız dertte olabilir. Gece terörü; ‘parasomnia’ olarak tanımlanan uyku bozuklukları grubunda yer alan anormal uyku örneklerinden biri olarak tanımlanıyor. Uzmanlar bu terörü uykusundan korkuyla ağlayarak uyanan çocuğun olay sırasında uyanıp olayı sonradan da hatırladığı basit kabuslardan daha ağır bir tablo olarak değerlendiriyor. Gece teröründe yaşananlar sabahında hatırlanmıyor! Medistate Kavacık Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. H. Neşe Sarıca, bu hastalığın çocuklarda genelde iki yaşından sonra görülmeye başladığını, toplumdaki görülme sıklığının yüzde 2-5 arasında olduğunu, en çok da 4-12 yaş grubundaki erkek çocuklarında görüldüğünü söylüyor. Erişkin dönemlerde ise bu oran yüzde bire kadar düşüyor.
Nedeni belirsiz!
Gece terörünün net bir sebebi yok! Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Özlem Şireli gece terörünün; genetik, nörolojik (santral sinir sistemi immatürasyonu gibi), psikolojik nedenlere bağlı ortaya çıkabildiğini söylüyor. Tabii gece terörünün her zaman psikolojik nedenlerle ilişkilendirilmemesi gerektiğini de sözlerine ekliyor. Fakat kaygılı mizaç özellikleri olan, travmatik bir olay sonrası hassasiyeti artan, yoğun ayrılık kaygısı yaşayan çocuklarda daha sık görülebiliyor.
Atak sırasında uyanmıyorlar
Tipik bir gece terörü atağında çocuk, oldukça ürkmüş şekilde yatağa oturarak aniden çığlık atıyor, ardından inilti benzeri küçük sesler çıkararak belirgin korku, çarpıntı, hızlı nefes alıp verme, terleme gibi belirtiler gösteriyor; kıyafetlerini çıkarabiliyor, değişik el kol hareketleri yapabiliyor, sık olmasa da korkuyla yatağı ve yatak odasını terk edebiliyor. Ataklar tekrarlayıcı şekilde, genellikle uykunun ilk bölümünde ortaya çıkıyor. Bu durum genellikle 20 saniye ile 5 dakika arasında sürüyor. En geç 15 dakika içinde çocuk tam bir uyanıklık olmaksızın yatışıyor ve kendiliğinden tekrar uykuya dalıyor. Çocuk atak esnasında ve sonrasında çevreyle ilişkisiz oluyor, uyandırmaya çalışsanız da uyanmıyor, iletişim kuramıyor, sabah uyandığında atağı hatırlamıyor.
Sabırlı olun
Bu ataklar sırasında sabırlı olmanız ve çocuğunuzu korumaya çalışmanız önemli. Çocuklar bu ataklar sırasında uyanık olmadıklarından kendilerine ve etraflarına zarar verebiliyor. Bu noktada düşmemesi, kafasını bir yere vurmaması, organlarına zarar vermemesi için elinizden geldiğince onu tutmaya çalışın. Bu sırada onu uyandırmaya çalışmayın. Bu durumun ciddi bir hastalığa yol açmayacağını kendinize sık sık söyleyerek sakinliğinizi korumaya çalışın. Dr. Özlem Şireli özellikle çocuklar ertesi gün yaşadıklarını hatırlamayacağı için bu noktada onlarla endişe verici konuşmalar yapılmaması gerektiğini söylüyor.
Müdahale şart mı?
Geceleri sıkıntılı dakikalar yaratan bu durum için uzmanlar eğer başka bir problem yoksa tedaviye gerek olmadığını söylüyor. Ancak düzelmeyen, 2-3 aydan uzun süre devam eden durumlarda mutlaka çocuk psikiyatri ya da çocuk nöroloji uzmanına danışılması gerekiyor. Çoğunlukla eeG bulguları normal olsa da mutlaka ayrıntılı bir klinik değerlendirme ile birlikte epilepsi, santral sinir sisteminin organik hastalıkları ayırıcı tanısı gerekiyor. Tanının netleşmesi ve uygun tedavi yaklaşımlarıyla birlikte çözüm bazen ilaç tedavisi gerektirebiliyor. Dr. H. neşe Sarıca, uyku sorunlarının erken fark edilerek çözümünün bulunmasının; gündüz uyku bozuklukları, davranış problemleri, öğrenme güçlükleri ve düşük eğitim başarısı gibi bazı negatif sonuçların ortaya çıkmasına engel olabileceğini hatırlatıyor!