Kış hastalıkları

Roseola (6. hastalık)
Tipik ilkbahar virüsü olmasına rağmen roseola bazen sonbaharda da görülebiliyor. 6. hastalık, aşısı olmayan bir virüs hastalığı. Genellikle ilk 6 ayda görülmüyor. İlk üç gün kuru ateş ve sonrasında ensede, alında, kulaklar arkasında ve gövdede dantel gibi açık pembe renkte döküntü görülüyor. Bu döküntü kaşıntılı olmuyor ve döküntü olduğunda hastalık artık bulaşıcılığını kaybediyor. Eğer çocuğunuz bu dönemdeyse okula gitmesinde de bir sakınca olmuyor. Hastalığın tedavisi için yine dinlenmek ve bol sıvı almak gerekiyor. Çocukların yüzde doksanı bir yaşına dek bu hastalığı geçiriyor ve yaş büyüdükçe ateş şiddeti azalıyor, belli belirsiz bir döküntüyle hafif şekilde geçirilebiliyor. Tedavisi sadece destek tedavi oluyor.


Mide-Bağırsak hastalıkları

Bu mevsimde kusma ve ishale neden olan mikroplar da görülebiliyor. Bazen grip virüsü de mide ve bağırsak şikayetlerine sebep olabiliyor. Rotavirüs, norovirus, adenovirus gibi etkenler mide ve bağırsak sistemini etkileyerek ishal ve kusmaya neden oluyor. Hastalığın tanısı dışkı testiyle koyulabiliyor. Bu hastalıkla karşılaşıldığında çocuğun susuz kalmasını önlemek gerekiyor. Ayrıca bağırsağa probiyotik damlalarla destek olmak ve ishali artırmayacak şekilde uygun beslenmek hastalığın geçirilmesinde etkili. Organik yoğurt, ayran ve kefir doğal probiyotik içeren besinler ve hastalık sırasında bol tüketilmesinde fayda var.

El-ayak-ağız hastalığı

Aslında sıcak havalarda daha çok görülen bir hastalık fakat son zamanlarda sonbaharda da görülmeye başlandı. El ve ayakta döküntüler, boğaz ve ağız içinde döküntü ve bazen aftla seyredebiliyor. Ağız içindeki kızarıklık özellikle yemeyi zorlaştırabiliyor. Bu hastalık da bir yaşından sonra hemen her yaş grubunda, hatta bazen erişkinlerde de görülebiliyor.

Streptokok Farenjiti (Beta)

Ateş ve boğaz ağrısı (bazen baş ağrısı ve karın ağrısı da olabilir) ana belirtileri arasında yer alıyor. Burun akıntısı ve öksürük belirtiler arasında yer almıyor. Çocuğunuz bu durumla karşılaştığında doktorunuz boğazın görüntüsüne göre boğaz kültürü yaparak antibiyotik tedavisine başlayabilir. Bu bakteriyle olan anjin tipik olarak iki yaştan sonra görülmeye başlıyor. Doğru tedavi edilmediği takdirde uzun dönem komplikasyonları (kalp kapakçıkları üzerine etki, ateşli romatizma, böbrek hastalığı) olabildiğinden doktora danışmak önem taşıyor.

Normal kilo

Şişmanlık antikor yapımını yavaşlatarak bağışıklık sistemine olumsuz etki ediyor. Çocuğunuzu aktif tutarak hem kilosunu, hem de bağışıklık sistemini kontrol altında tutmaya çalışmalısınız.

Üşümek hasta yapar mı?

Kış aylarında hastalıkların artması tamamen yaşam koşullarının değişmesiyle ilgili. Havanın soğuması hastalık bulaşmasına neden olmaz ancak kapalı yerlerde daha çok birlikte olmak, uzun zaman geçirmek, okul ve iş yeri gibi toplu bulunan yerlerde hasta bireylerin hastalığı ortaya yaymasıyla salgınlar daha çok görülüyor. Mikroplar bağışıklığın düştüğü, uykusuz, yorgun ve özellikle üşüdüğümüz zamanlarda hastalığa neden oluyor. Ancak, hasta olmak için tek başına üşümek yeterli değil. Zaten mikropla karşılaşmış olan bireyin veya çocuğun üşümesi onu zayıf kılıyor ve hastalığı tetikleyebiliyor. Soğuk havada uygun giyim kişiden kişiye değişiyor ancak bunaldığını anlatamayan bebekler kat kat giydirilmemeli. Normal kıyafetin üstüne soğuğu geçirmeyecek bir tulum veya parka, sadece başını örtecek bir şapka takmak yeterli. Şiddetli bir tipi haricindeki havalarda çocuk dışarıdayken temiz hava alacak şekilde dolaştırılmalı. Kış mevsiminde tam temiz olmayan havayı dolaştıran havalandırma sistemleri, kapalı alışveriş merkezleri, çok çocuğun aynı anda bulunduğu kapalı oyun alanları hastalık bulaşması için oldukça tehlikeli yerler. Kışın hava soğuk bile olsa, temiz havası olan ağaçlık veya deniz kenarı alanda, dağ tepesinde olmak sağlıklı kalabilmek için çok gerekli.

Masaj

Omurgamız rahatlatılmayı bekleyen sinir uçlarıyla dolu. Akupunktura inananlardansanız vücut hücreleri üzerine stresin etkilerini bu şekilde gidermek mümkün. Haftada birkaç gün çocuğunuzu karnının üstüne yatırın ve sırtına masaj yapın. Belinin altından başlayıp yukarı doğru omurganın kenarlarını hafif hafif mıncıklayarak devam edin. Üç kere yukarı çıkın, bir kere inin.

Öğretin

Sabunla el yıkamaya önem verin ve çocuğunuza da öğretin. Okuldan gelince, yemekten önce ve sonra, burnunu sildikten sonra, tuvaleti kullandıktan sonra mutlaka ellerini sabunla yıkamalı. Diş fırçaları konusunda da dikkatli olmalısınız. Fırçalar beraber duruyorsa hasta olan aile bireyinin fırçasını hemen atıp yenisini almakta fayda var.Hepimiz dünyaya henüz denenmemiş bir bağışıklık sistemiyle geliyoruz. Çocuğunuz da büyürken, etrafındaki mikroplarla karşılaşarak bağışıklık sistemini deniyor ve hazırlıyor. Bu nedenle de çocukluk yıllarında geçirilen soğuk algınlığı, nezle, grip, kulak enfeksiyonlarından belirli bir sayıyı aşmadıkça rahatsızlık duyulmasına gerek yok. Hatta bağışıklık sistemi kuvvetlendiği için doktorlar tarafından memnuniyet verici bir durum!

Daha çok meyve ve sebze

Sofrada; yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, biber, havuç, bal kabağı portakal, kayısı, tropik meyveler gibi C vitamini, karoten ve antioksidanların daha fazla olduğu renkli sebzeleri bulundurun.

Daha az şeker ve tatlandırıcı

Yapılan bilimsel çalışmalar şeker katkılı yiyeceklerin akyuvar çalışmasını olumsuz etkilediğini gösteriyor. Özellikle hastalık dönemlerinde tatlandırıcılar, şekerin her türü, dışarıdan alınan paketli tatlı yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Bunların yerine bal, pekmez ya da doğal meyve şekerinden faydalanmak daha doğru.

Omega 3 alın

Omega 3 yağları özellikle soğuk sularda dolaşan yağlı balıklarda bulunuyor ve çok değerli bir bağışıklık desteği. Omega yağ asitleri, bakterileri yiyen hücrelerin aktivitesini artırıyor. Haftada üç gün yağlı balık yemek (gerçek deniz somonu veya ton balığı) veya bulunamıyorsa, haftada birkaç kez balık yağı içeren bir kapsül almak yeterli olabilir. Keten tohumu yağı da, balık yağı kadar kuvvetli olmasa da, iyi bir omega 3 kaynağı.

Yeterli uyku

Çalışmalar, çocuklarda da erişkinlerde olduğu gibi uykusuzluğun mikrop öldüren hücrelerin gücünü azalttığını gösteriyor. Özellikle gün boyu yuvada değişik aktivitelerle heyecanlı saatler geçiren küçük çocukların uyumadıklarını düşünürsek, erken yatmalarının çok gerekli ve önemli olduğunu anlarız. Bu yaştaki çocukların 12-13 saat, okul öncesi çocukların 10 saat uykuya gereksinimleri var.

Yazı: Nilgün Yıldız

Yazdan kışa geçerken eskiden olduğu kadar çok ısı değişiklikleri yaşanmıyor olabilir fakat hastalıklar yine de kış aylarında daha sık karşımıza çıkıyor. Grip virüsü gibi mevsimsel özelliği belirgin olan virüsler dışındakiler, kışın kapalı yerlerde daha uzun kaldığımız ve özellikle de okullar açık olduğu için daha çok görülüyor. Salgınlar ise genellikle kreşlerde başlıyor. Hijyene en az dikkat eden çocuk grubunun 2-5 yaşındakiler olduğunu düşünürsek, onların bulunduğu yerlerde hastalıklar doğal olarak katlanarak artıyor. Çocuklardan aile bireylerine ve onlardan da çalıştıkları yerlere ya da sinema, tiyatro, toplu taşıma alanlarına kolayca yayılıyor. Kış aylarının bu korkulan hastalıkları hakkında Liv Hospital Yenidoğan ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Boncuk Dayanıklı’ya danıştık.

KIŞIN KAPIYI ÇALAN HASTALIKLAR

Soğuk algınlığı

Boğaz ağrısı, burun akıntısı ve yüksek ateşle belirti veren bu tür hastalıklar kışın en sık görülenler arasında. Grip kadar ağır geçirilmiyor ancak duyarlı çocuklar, iyi tedavi edilmediğinde orta kulak iltihabı ve bronşite doğru ilerleyebiliyor. Bu hastalıklarda genellikle iştah azalıyor, burun tıkanıklığı ortaya çıkıyor. Biraz zamana bırakıp, çocuğunuzun dinlenmesini ve bol sıvı almasını sağlayarak mücadele edebilirsiniz. Virüs hastalıkları çocuklarda görüldüğü gibi yenidoğan döneminde de görülebiliyor.

Grip

Klasik gripte; ateş, baş ve eklem ağrıları, halsizlik, boğaz ağrısı gibi daha ağır bir tablo oluşuyor. Bu hastalığın tedavisi de yine ateş düşürücü ilaçlar, bol sıvı ve dinlenmesi sağlanarak yapılabiliyor. Grip virüsü hemen her yaşta görülebiliyor. Bazen orta kulak iltihabı, bronşit ve zatürreye de neden olabiliyor. Üstüne bakteriler ve enfeksiyonlar da eklenebiliyor. Gribin teşhisinde burundan alınan sürüntü yeterli oluyor ve bu da gereksiz antibiyotik kullanımının engellenmesi açısından önemli. Hastalığın ağır geçmesi ve ateşin uzun sürmesi her zaman antibiyotik gerekliliğini göstermiyor. 

Krup

Boğaz ve özellikle ses tellerinin olduğu bölgede ödeme bağlı daralma ve iltihapla oluşan bir durum. Bazı çocuklar daha sık krup oluyor. Boğuk, havlar gibi öksürük özellikle ilk iki gece uykusuz bırakabiliyor ancak buhar ve soğuk havayı içine çekmek hastalığın tedavisinde oldukça etkili bir yöntem. Çocuk ağladıkça nefes alması zorlaşıyor ve paniğe kapılabiliyor. Onu sakin tutmak, dikkatini dağıtmak ve serin havayı (veya varsa evdeki buhar makinesinin yardımıyla) içine çekmesini sağlamak geceyi daha kolay atlatmayı sağlayabilir. Boğuk öksürük birkaç gün sonra yerini daha ıslak bir öksürüğe bırakabiliyor. Tedavisi için bol sıvı almak, dinlenmek ve temiz havalı yerlerde bulunmak gerekiyor. Krup tablosu daha çok 18 ay-5 yaş arasında görülüyor. Bir kez krup olan çocukların tekrar aynı hastalığa yakalanma riski yüksek oluyor.

Başa dön tuşu