Çocuklar evde anne-baba ve diğer yakınlarla birlikte vakit geçirmeye alışırlar. Ancak bunun dışında pek çok ortam onlar için bilinmezdir ve dolayısıyla tanımadıkları bir
mekanda tanımadıkları insanlar arasında olmak minikleri endişelendirebilir. Genellikle gu¨ven sorunu olmayan, annesi ile problemsiz ilişkisi olan çocuklarda büyük bir problem
görülmez, başarılı bir geçişle eğitim ortamına uyum sağlarlar. Yaşıtlarıyla ve büyüklerle ilişki kurmak konusunda sorun yaşayan çocuklar ise okula alışmak konusunda da sorun
yaşayabilirler. Çocuğunuzu elbette en iyi siz tanıyorsunuz. Eğer onun okula uyum sağlamakta güçlük çekeceğinin sinyallerini alıyorsanız, okula başlamadan önce onu alıştırmak için kolları sıvayın. Ne kadar eğleneceğini, neler öğreneceğini, neden okula gitmesi gerektiğini konuşarak, anlatarak ve onu daha fazla insanla bir araya getirerek ilk adımı atın.
Güven verin
Okula başladığında çocuğunuzda karın ağrıları, ağlama krizleri, olumsuz yanıtlar, sürekli reddeden bir tavır görülebilir. Böyle bir durumla karşılaşırsanız, öncelikle öğretmenlerle iş birliği içinde olmalısınız. Çocuğun güven duygusunun oturtulması gerekir. Bunun için ilk haftalarda okul yakınlarında onu bekleyebilirsiniz. Sizin yakında bir yerlerde olduğunu bilmeniz onu rahatlatacaktır. Okula gitmek istemiyorsa, onu sıkı bir şekilde okula gitmeye zorlamanız ise işe yaramayabilir. Ancak okula gitmeyi bırakması da doğru olmaz. Bir sonraki dönemde de benzer tutum sergileme olasılığı yüksek. Bu yüzden uygun bir dille okula gitmenin önemli olduğunu bir şekilde ona bildirmelisiniz. Tüm bu alıştırma evresinde en önemli olan detay ona sevgiyle yaklaşmanız. Onun endişeleri ve korkularını sevgi göstererek aşabilirsiniz. Kızmayın, ceza vermeyin ve anlayışsız tavırlar sergilemeyin. Çocuğunuz eğer okula gitmeyi hiçbir şekilde istemiyorsa bir uzmandan yardım almaktan çekinmeyin.
Neden anaokuluna gitmeli?
Kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek olgunluğa erişen her çocuk, sosyalleşmeye başladığı üç yaş civarında anaokuluna gitmek için hazırdır. Anne-baba eğitiminden sonra çocuğun
ilk gördüğü eğitim anaokulu eğitimidir. Sosyal ortamda, yabancılar arasında alınan bu eğitim özellikle çocuğun toplumsal uyum ve gelişmesi açısından oldukça önem taşıyor
Anaokulu seçerken nelere dikkat etmeli?
Yaşadığınız muhitte büyük ihtimalle pek çok anaokulu var. Peki hangisini seçeceksiniz? Uzmanlar, seçim yaparken bazı detaylara özellikle dikkat etmeniz gerektiğini söylüyor.
• Anaokulunun evinize yakın olması önemli bir detay. Araştırma yaparken sırf çok iyi diye evinizden uzak bir anaokulu seçmekten kaçınmalısınız.
• Okulları iyi araştırın. Artılarını eksilerini bir deftere not edin.
• Yabancı dil eğitimine önem veren bir okul olmasına dikkat edin. Yabancı dil öğrenim sürecinin erken yaşta, özellikle de bu yaşlarda başlaması önemli. Ne kadar küçük yaşta dil
öğrenilirse o kadar başarılı olunuyor. Yalnız yabancı dil verecek eğitimcilerin dil konusunda donanımlı olmasına da dikkat etmelisiniz. Bazı anaokulları çift dilli eğitim uyguluyor; araştırın.
• Anaokulları farklı öğretim sistemleri uygulayabiliyor. Bilinçli anne olun ve anaokulunun öğrettiği sistem hakkında bilgi edinin.
• Eğitimcilerle mutlaka tanışın, konuşun. Çocuğunuzu teslim edeceğiniz öğretmenlerin sizin de sevdiğiniz, iletişimi iyi insanlar olması önemli.
• Çocuğunuz ne yiyecek? Okulun yemek konusunda nasıl bir program uyguladığını da sormayı ihmal etmeyin.
• Okul araştırmasında dikkat etmeniz gereken bir başka detay ise temizlik ve hijyen kuralları.
• Aktivite ve oyun çocuklar için çok önemli. Okulun oyun odalarının ne durumda olduğunu görün ve ne gibi aktiviteler yaptırdıklarını okul yönetimine mutlaka sorun.
Beslenmeye dikkat!
Çocukluk döneminde başlayan hatalı beslenme, şişmanlık (obezite) riskini artırıyor. Evde olduğunuzda elbette çocuğunuzun yediğini içtiğini siz belirliyor ve bu konuya dikkat ediyorsunuz. Ancak okulda da takipte olmalısınız. Özellikle de kahvaltıya… Gece boyu biten enerjinin tekrar alınabilmesi için en önemli öğün kahvaltı oluyor. Ayrıca, yapılan araştırmalara göre kahvaltı yapan çocukların sınıf içerisindeki başarısı, problem çözme ve kavrama yetenekleri daha iyi oluyor, beslenme yetersizliğinden oluşan hastalıklara da daha az yakalanıyorlar. Yetersiz ve yanlış beslenme ise çocukların sağlığını etkiliyor. Çocukların karbonhidrat bakımından yu¨ksek olan fast-food besinleri tüketmeleri, günlük almaları gereken vitamin ve kalsiyum minerali bakımından yoksun beslenmeleri büyüme ve gelişmelerini olumsuz etkiliyor. Erken yaşlarda kazanılan alışkanlıkların ileriki yaşlarda değiştirilmesi de genellikle zor oluyor. Okul çağı çocuklarının beslenmesi ve beslenme alışkanlıklarında meydana gelebilecek değişiklikler bu nedenle çok büyük önem taşıyor.