Sabah bulantıları, sürekli bir uyku hali, geceleri rahat vermeyen kramplar, davul gibi şişen ayaklar ya da birden bire yüzünüzde beliriveren cilt lekeleri… İşte gebelik sırasında yaşayabileceğiniz olası şikayetlerden birkaçı. Ancak unutmayın ki her gebelik kendine özel. Birçok şikayeti bir arada yaşayabileceğiniz gibi çok azından da muzdarip olabilirsiniz. Yaşayabileceğiniz sıkıntıları tanıyarak olası etkilerini azaltmak ya da engellemek de yine sizin elinizde. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslı Alay ile gebelikte ortaya çıkabilecek şikayetleri ve bu şikayetleri azaltmanın yollarını konuştuk.
BULANTI-KUSMA: İşte hamileliğin olmazsa olmazı! İzlediğimiz birçok filmde ya da dizide de karşımıza çıkan ‘bulantı ve kusma’ her ne kadar klişe gibi gelse de filmlere konu olması aslında tesadüf değil çünkü gebelikte en sık karşılaşılan şikayetlerden biri… Ancak her kadında farklı derecede görülüyor. Op. Dr. Aslı Alay, “Bazı kadınlar bu süreci hafif bulantı ile geçirirken az sayıdaki kadında hastanede yatışı gerektirecek şiddette bulantı ve kusma görülebiliyor” diyor. Bulantının nedeni tam olarak bilinmese de çoğunlukla hormonal değişiklikler suçlanıyor. Beslenme düzeninde alınacak birtakım basit önlemler anne adayını rahatlatıyor. Diyetin düzenlenmesine rağmen geçmeyen şikayetlerde ise ilaç tedavisi uygulanabiliyor.
Neler yapılabilir?
• Sık aralıklarla küçük porsiyonlarla beslenin.
• Asitli, aşırı yağlı, baharatlı ve kokulu yiyeceklerden uzak durun.
• Katı ve sulu yiyecekleri aynı anda tüketmeyin.
YORGUNLUK-HALSİZLİK-UYKU HALİ: Evet biliyoruz, kolunuzu bile kaldırmaya haliniz yok. Kafanızı nereye koysanız içiniz geçiyor ve hep uyumak istiyorsunuz. Merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Çoğunlukla gebeliğin ilk aylarından itibaren ve sıklıkla görülen yorgunluk, halsizlik ve uyku hali gebelikle artan östrojen, progesteron ve HCG hormonlarının yanı sıra fiziksel ve psikolojik uyum sürecine bağlı olarak da ortaya çıkıyor.
Neler yapılabilir?
• Badem, fındık, ceviz, kayısı, bal gibi enerji veren gıdalar tüketin.
• Erken yatın, uykunuzu alın.
• Öğle saatlerinde 1-2 saatlik dinlenme molaları verin.
• Evin sorumlulukları ve ev işlerini eşinizle ya da yakınlarınızla paylaşın.
SIK İDRARA ÇIKMA: Büyüyen bebeğin etkisi ile mesaneye baskı artıyor, bu da idrar yapma sıklığına sebep oluyor. Damar içi sıvı miktarının artması nedeniyle böbrekte idrar oluşumu da daha fazla oluyor. Sık idrara çıkma, ikinci üç ayda rahmin karın boşluğuna geçmesi ile azalıyor. Ancak son aylarda bebeğin başının mesaneye baskı yapması nedeniyle şikayetler tekrar başlıyor. Ayrıca öksürme, gülme, hapşırma sırasında idrar kaçırma da söz konusu olabiliyor. Sık idrara çıkma normal bir belirti olsa da gebelikte sık görülen idrar yolu enfeksiyonunun belirtilerinden biri olması nedeniyle, idrarda yanma ve sızlama gibi şikayetlerin varlığının sorgulanması gerekiyor. İdrara çıkma şikayetinin azaltılmasına yönelik bir önlem olmadığını belirten Op. Dr. Aslı Alay, kesinlikle sıvı alımının kısıtlanmaması gerektiğini ifade ediyor.
Neler yapılabilir?
• Her iki saatte bir tuvalete gitmeye çalışın.
• Normal doğumun gerçekleşmesi için de oldukça önemli olan, Kegel egzersizi olarak tanımlanan pelvik kas gücünü arttırıcı egzersizler yapın.
KABIZLIK: Gebelikte birçok kadının ortak şikayeti olan kabızlık, özellikle artan hormonların etkisi ile bağırsak hareketlerinin azalması sonucunda ortaya çıkıyor. Ayrıca kullanılan demir ilaçları, yetersiz egzersiz ve hareketsizlik de kabızlığa neden olabiliyor.
Neler yapılabilir?
• Günlük sıvı alımını artırın. Günde 2.5-3 litre kadar su için.
• Lifli ve posalı yiyecekler tüketin.
• Günlük tuvalet rutini oluşturun.
CİLT LEKELERİ, ÇATLAKLAR VE SAÇ DÖKÜLMESİ: Gebelik sırasında cilt ve saçta birtakım problemler yaşanması da gayet doğal. Meme ucu ve genital bölgede renk koyulaşması sıklıkla görülebiliyor. Karında göbek deliğinden genital bölgeye uzanan koyu renkli ince bir çizgi oluşuyor. Ayrıca yüzde, göz çevresinde ve yanaklarda gebelik maskesi olarak tanımlanan renk koyulaşması da görülebiliyor. Ciltteki kararmaların doğum sonrasında rengi açılıyor ancak tamamen kaybolmayabiliyor. Bu nedenle kozmetik ürünlerden destek almak gerekebiliyor. Stria denilen gebelik çatlakları ise, bebeğin büyümesine bağlı olarak cildin gerilmesi nedeniyle oluşuyor. Başlangıçta kırmızımsı renkteki bu çatlaklar zamanla açılıp sedefimsi bir renge dönüşüyor. Hamilelik döneminde değişen hormonların etkisi ile saçların dökülmesi ve cansızlaşması da yine olası ve geçici bir durum.
Neler yapılabilir?
• Cilt bakımınıza özen gösterin ve cildinizi nemlendirmeyi ihmal etmeyin.
• Özellikle yüzde oluşabilecek lekeler için mutlaka güneş koruyucu ürün kullanın.
• Çatlakları engellemek ve azaltmak için kozmetik ürünlerden faydalanın.
• Saç bakım ürünlerinizin doğal malzemelerden yapılmış olmasına dikkat edin. Dökülme normalden fazla ise bir dermatoloji uzmanından destek alın.
BEL VE KASIK AĞRISI: Artan kilo ve büyüyen rahim nedeniyle vücudun ağırlık merkezi değişiyor, bu da sıklıkla bel ve sırt ağrılarına neden oluyor. Özellikle sırt ağrısı son üç ayda daha da artıyor. Kasık ağrısı ise bebeğin büyümesi ile rahmin etrafındaki kas ve bağ dokusunun gerilmesine bağlı olarak gelişiyor. İstirahat, kasık ağrısı şikayetini gözle görülür ölçüde azaltıyor. Op. Dr. Alay, gebelikte rahatsız edici ve devam eden ağrının önemli bir şikayet olduğunun altını çizerek, gebelerin bu konuyu mutlaka hekimi ile paylaşması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Neler yapılabilir?
Bel ve sırt ağrısı için:
• Hafif masaj ve sırt egzersizleri yapın.
• Destekleyici yastık kullanın.
• Ağrı durumunda istirahat edin.
• Rahat ayakkabılar giyin.
• Hareket kısıtlılığından uzak durun.
Kasık ağrısı için:
• İstirahat edin.
ÖDEM: Büyüyen bebeğin etkisi ile pelvisten geçen damarlarda oluşan baskı bacaklarda ve ayaklarda ödeme neden oluyor. Ödemin bir hastalık ve sorun belirtisi olmadığını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslı Alay, özellikle bel altındaki ödemin fizyolojik olduğunu ancak yüzde ve elde ani oluşan ödem durumunda mutlaka hekiminizle görüşmeniz gerektiğini vurguluyor.
Neler yapılabilir?
• Gün içinde yürüme, yüzme, pilates, yoga gibi aktiviteler yapın.
• Aynı pozisyonda kalmaktan kaçının.
• Dinlenirken bacaklarınızı yüksekte tutun.
• Ayakkabılarınızın rahat olmasına dikkat edin.
• Uykuda yan pozisyonu tercih edin.
DUYGU DURUMUNDA DEĞİŞİKLİKLER: Çizgi film izlerken ağlar mısınız? Hamileyseniz evet! Sebebi tabii ki hormonlar. Gebeliğin ilk dönemlerinde anne adayları oldukça hassaslaşıyor. Çok neşeliyken aniden ağlama krizi yaşayabiliyor; bazen sinirli, bazen sakin bir ruh haline bürünebiliyorlar. Bazı kadınlar bedenlerinde olan değişiklikleri kabullenmekte güçlük çekebiliyor. Ancak zamanla çoğu kadın bu duruma uyum sağlıyor. İkinci üç ay rahat geçse de anne adayının doğum zamanı yaklaştıkça tekrar duygu durumunda değişiklikler yaşanmaya başlıyor. Doğumun nasıl olacağı ve bebeğe bakabilme endişesi hamilelerde stres yaratabiliyor.
Neler yapılabilir?
• Hormonların etkisinde olduğunuzu ve bu durumun geçici olduğunu kabullenin.
• Özellikle eşinizden ve çevrenizden destek alın.
• Hekiminizin merak ettiğiniz her konuda sizi yeteri kadar bilgilendirmesini sağlayın.
BACAK KRAMPLARI: Büyüyen bebeğin etkisi ile çevredeki sinirlere olan baskı hareketsizliğin de etkisiyle bacaklarda kramplara neden oluyor. Özellikle üçüncü aydan sonra sık görülen kramplar bazen uykudan uyandıracak kadar şiddetli olabiliyor. Aynı zamanda bazı minerallerin eksiklikleri de kramplara yol açabiliyor. Bu durumda kalsiyum, magnezyum, çinko gibi minerallerin diyete eklenmesi gerekiyor.
Neler yapılabilir?
• Krampları engellemek için masaj ve egzersizden faydalanın.
• Dizinizi gerip yukarı kaldırabilir; masaj ya da sıcak uygulama yapabilirsiniz.
VAJİNAL AKINTI: Gebelikte rahim ağzının büyümesi nedeniyle normalden yoğun bir akıntı görülmesi doğal karşılanıyor ve bu durum çoğunlukla tedavi gerektirmiyor. Ancak vajinal akıntıya eşlik eden kaşıntı, kötü koku ve akıntı renginde değişiklik olması durumunda mutlaka durumun enfeksiyon açısından değerlendirilmesi gerekiyor.
REFLÜ: Özellikle son üç ayda daha sık görülen şikayetlerden biri olan reflünün nedeni, midenin pozisyonunun değişmesine bağlı olarak mide ile yemek borusu arasındaki geçişi engelleyen mekanizmanın bozulması. Bu nedenle mide içeriği yemek borusuna geri gidiyor.
Neler yapılabilir?
• Asitli, baharatlı ve yağlı yiyecekleri diyetinizden çıkarın.
• Kafein içeren (çay, çikolata, kola vb.) yiyecek ve içecekleri tüketmeyin.
• Sık aralıklarla ve küçük porsiyonlar halinde yiyin.
• Yatarken iki yastık kullanarak başınızı yükseltin.
• Diyetinizdeki değişikliklere rağmen şikayetlerinizde düzelme olmazsa doktorunuzla konuşarak bir ilaç tedavisi düzenleyebilirsiniz.