www.cocuklahayat.com
Kızımla seyahat etmeye başladığımızda teknoloji bu kadar gelişmemiş, küçük yaşta çocukların eline düşmemişti: Şu anda 10 yaşında olan Parla, İlk uçak ile seyahatimizi yapacağımız zaman henüz altı aylıktı. Emzik ve biberon almıştım yanıma ve uçağın kalkış sürecinde emmesini sağlamıştım basınçtan rahatsız olmasın diye. Uyuması gerektiği halde uyumayıp, yol boyunca etrafı ilgi ile izlemişti. İleriki yıllarda uçak, araba veya otobüs yolculuğu gibi sabit yerinde oturulması gereken yolculuklar için, evde beraberce minik bir çanta
hazırlamaya başladık. İçine renkli kalemler, şablon, silgi, cetvel ve bloknot gibi şeyler koyduk. Ona eşlik etmesi için en sevdiği peluşlardan birini seçer, bir de oyun alırdık yanımıza. Evden çıktığımız andan itibaren, varacağımız yere kadar bunlar ile zaten oyalanırdı ancak son dakika sürprizi olsun diye mutlaka bir de yaşına uygun dergi, kitap, boyama defteri gibi değişik, yeni bir şey de çantamda bulunurdu. Artık 10 yaşında olan kızım kendi tableti ile seyahat etse de, ona her seyahat öncesi sevdiği müzik ve filmlerden seçmelerin yanında bir
yeni film veya dizi bölümü yüklüyorum. Artık okuyup yazdığına göre oynadığı oyunların daha nitelikli olmasına dikkat ediyorum. Son seyahatimizde en sevdiğimiz (evet bazılarını birlikte oynadık) oyunlar şöyleydi:
• HeadsUP by Ellen; bir nevi sessiz sinema, İngilizce kelime hazineniz için eğlenceli alternatif.
• Spelling City; okuldan tavsiye edilen, yaş ve sınıfına göre İngilizce kelime öğreten oyuncu eğitim.
• Lumosity; nörolojik pazarlama konusunda aldığımız eğitim sırasında eğitmenin bize tanıttığı bir aplikasyon. Zihinsel oyunlar ile beyin jimnastiği yaptırıyor.
• Minecraft; biz yetişkinlerin anlamakta güçlük çektiği bu ‘oyun’ aslında küçük zihinlerin hayal dünyasını ve üç boyutlu düşünme yeteneğini geliştiriyor.
Deniz Sütlü Özgül/Çevre Mühendisi
www.gezginanne.com
Alaz 2.5 yaşında. Yolculuk öncesinde, uçak biletlerini satın alırken ve bagaj hazırlarken; iki yaş altına koltuk bileti satın almak gerekli değil; ama uçak biletinin fiyatı uygunsa ekstra
alan için bebeğe de koltuk satın almakta fayda var. Uzun uçuşlarda birçok havayolu şirketi bebek için portatif bir yatak önerir. Bilet satın alırken veya uçuştan önce havayolu şirketine
bu isteğimizi bildiriyoruz. Aktarmalı uçuşların yerine direkt uçuşları tercih edip mümkünse gündüz yerine gece uçuşunu seçiyoruz. Kalacağımız oteli arayarak bebek yatağı, sterilizasyon aleti, mama sandalyesi gibi eşyaların olup olmadığını önceden kontrol ediyoruz. Bu şekilde bu aletleri boş yere yanımızda taşımıyoruz. Hafif, katlanabilir bir bebek arabası uçağın kapısında teslim edilebileceğinden, oldukça faydalı. Bir de kanguru tarzı bebeği taşımaya yarayan ‘sling’ el bagajınızda bulunsun derim. Checkin esnasında uçağın dolu olup olmadığını sorun ve küçük çocuğunuz olduğunu söyleyin. Uçakta boş yer varsa yanınızdaki koltuğu bloke edebilirler. Oğlumla uçağa bineceksek en öndeki koltukları tercih etmiyoruz çünkü koltuklar arasındaki kol yerleri kalkmadığından çocuğunuz kucağınıza yatıp uyuyamayabilir. Üstelik önünüzde başka koltuk olmayacağından eşyaların tümünü yukarıdaki baş üstü dolaplarına kaldırmak durumunda kalırsınız. Oğlumun favori oyuncakları ve kitaplarının yanı sıra her zaman yanımızda onun istediği battaniyesini, emziklerini, uyku arkadaşını
bulunduruyoruz. Uçaktan inmek için de acele etmiyoruz.
Tuba Sönmezöz/Doğum ve Bebek Fotoğrafçısı
www.tubasonmezoz.com
Seyahat etmeyi, yeni yerler görmeyi, keşfetmeyi her zaman sevmişimdir. Begüm’e hamileyken de, Begüm doğduktan sonra da seyahat planlarımızı ertelemeden gezmeye devam ediyoruz. Seyahati kolaylaştıran eşyaları kullanıp, pratik olmayı öğrendikten sonra çocukla seyahat eziyet değil keyfe dönüşüyor. Begüm beş yaşında ve bavulunu, kendi istekleri doğrultusunda birlikte hazırlıyoruz, çünkü seyahat esnasında; “Ama benim en sevdiğim pembe kazağımı almamışsın” gibi krizler yaşanabiliyor. Bu şekilde tüm sorumluluk kendisinde oluyor. İstediği kıyafetleri seçtikten sonra ben son düzenlemeleri yapıyorum. Bavula mutlaka ilkyardım ve ilaç çantası koyuyoruz. Ateş ölçer, yara bandı, Begüm’ün ilaçları, serum fizyolojik mutlaka çantamızda bulunuyor. Vazgeçilmez seyahat malzememiz ise streç film. Gidiş ve dönüşlerde şampuan gibi sıvı malzemelerimizi akmasın diye bununla sarıyoruz. Uçak yolculuklarında havaalanında ve uçak içerisinde sıcaklık değişkenlik gösterdiği için kış mevsiminde Begüm’ü kalın kalın giydirmek yerine ince ama kat kat giydiriyorum. Yaz mevsiminde ise ince bir hırka alıp her koşula göre uyum sağlayabiliyoruz. Her seyahatte minik bir sırt çantamız oluyor. Çantamıza yedek kıyafetlerimizi, mendil, matara, poşet, atıştırmalık yiyecek, yolculukta oyalanmak için boya kalemleri, boyama defteri, okuma kitapları ve sevdiğimiz oyuncakları koyuyoruz. Yolculuk sırasında mutlaka biraz uyuruz, boyama yaparız, hikaye okuruz, taş-kağıt-makas oynarız. Begüm’ü henüz tablet veya cep telefonundan oynanan oyunlar ile tanıştırmadık, şu ana kadar ihtiyaç da duymadık açıkçası. Tuvalet eğitimi sırasında keşfettiğimiz portatif lazımlık seyahatlerde yanımıza almayı unutmadığımız eşyalardan. Acil durumlar için gideceğimiz yere en yakın hastane bilgilerini de önceden öğrenmeyi ihmal etmiyoruz.
Yazı: Özge Altınok Lokmanhekim / Bebeğimle Elele
Uçak mı, otomobil yolculuğu mu? Yanınıza ne almanız gerekiyor? Nerede kalmalı? Nelere dikkat etmeli? Kendinizi ve ufaklığı doğru şekilde hazırlarsanız bu tatil çok güzel geçecek…
Çocukla seyahat kolay değil, biliyorum. Zira 16 aylık bir oğlum var ve seyahat etmeyi seven biri olarak gittiğim yerlere mümkün olduğunca onu da yanımda götürmek istiyorum. Seyahatlerimizde anladım ki anneler zamanla seyahat konusunda pratiklik kazanıyor, bavul hazırlamada uzmanlaşıyor ve ilk kez seyahat etmenin amatörlüğünü üzerinden atıyor. Seyahat notlarımı paylaştığım seyahatperest.com isimli blog’umda anne olduktan sonra oğlumla gittiğimiz yerleri, çocukla gezilebilecek şehirleri ve seyahat önerilerimi de paylaşmaya
başladım. Bu yazımda sizinle hem çocukla yolculuk için önerilerimi hem de çocuklarıyla seyahat eden annelerin tecrübelerini ve seyahat hikayelerini paylaşacağım. Umarım bu hikayeler ve tavsiyeler çocuğunuzla seyahat etmeniz için size de ilham ve cesaret verir. İyi gezmeler!
Devletşah Özcan/İnteraktif Pazarlama Danışmanı
www.devletsah.com
Uçakla yolculuk herhalde en rahat yolculuk tipi. Düşünsenize servis yapılan mutfak kısmında top oynamak bile mümkün. Bugüne kadar 2.5 yaşındaki oğlum Sûfî ile en uzun 13 saat uçtuk herhalde. Gerçi hemen arkasından bağlantılı uçuşla yolculuğumuza bir müddet daha devam etmişliğimiz var. Bunları anlatırken Los Angeles uçuşlarımızdan birisinde başımıza gelen olayı hatırladım ve sizinle de paylaşmak isterim. Önceki uçuşta çok yorulmuştum, uçak havalanır havalanmaz benim gibi yorgun olan, o zamanlar 18 aylık Sûfî ile birlikte uyumuşum. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, hatırlamıyorum, ancak gözümü açtığımda Sûfî yanımda yoktu. Kendi kendime ilk söylediğim şey; “Tamam uçaktayız. Kimse bebeği alıp bir yerlerde inmiş olamaz” oldu. Koltuğumdan kalkıp etrafa bakındım. Arka taraflardan kıkırdamasını duymaya başladım. Bizimkisi hostes ablalarının kucağında diğer yolculara gülücükler dağıtarak beraber çay/kahve servisi yapıyordu. Sanıyorum tüm uçuş boyunca hosteslerle birlikte vakit geçirdi. Ben epeydir vakit bulamadığım bir şeyi yapıp film bile seyrettim.
Özge Lokmanhekim/Seyahat Yazarı
www.seyahatperest.com
Oğlum henüz 16 aylık olduğundan uçakta benim kucağımda seyahat ediyor. İlk seyahatimizden önce ona uçaklı kitaplar ve oyuncaklar aldım. Uçağı tanımasını ve korkmamasını sağladım. Uçakla seyahat edeceksek havaalanına hep yarım saat kadar erken gidiyoruz çünkü alt değiştirmem ya da oğluma bir şeyler yedirmem gerekebiliyor. Online check-in yaptırıp yurt dışı çıkış harcımızı da önceden ödüyoruz. Böylece çok uzun süre sırada beklemiyoruz. Sırt çantamızda Kemal’in yiyeceği şeyler, oyuncaklar, kitaplar, battaniye, emzik, su, yedek kıyafetler oluyor. Kusma, yemek püskürtme durumlarına karşı kendim için de yedek bir tişört koyuyorum çantaya. Gitmeden konaklayacağımız otelle irtibata geçip park yatak, mama ısıtıcı, püre makinesi gibi eşyaların olup olmadığını soruyorum. Bu şekilde çok eşya götürmemiş oluyoruz. Eğer uzun bir seyahat planlıyorsak; bebek bezi, ıslak mendil gibi ihtiyaçlarımızı kalacağımız yere kargo ile gönderiyorum. Hem bavulda yer kaplamamış oluyor hem de ağır bir bavul taşımamış oluyorum. Oğlum uçuşlarda basınç farkından pek etkilenmedi ancak etkilenmesi ihtimaline karşı artık emzirmediğim için yanımda biberon ve emzik bulunduruyorum. Araba ile yaptığımız yolculuklarda eğer ben kullanmıyorsam belirli aralıklarla oğlum sıkılmasın diye arkaya, onun yanına oturuyorum. Yanımıza onun sevdiği CD’leri alıyorum. Birkaç oyuncak ve kitap da işe yarıyor. Her seyahat öncesinde çantamıza ufak yeni bir oyuncak koyuyorum. Yeni oyuncağı keşfetmekle uzun süre meşgul oluyor. Yolculuklarımızı genelde ufaklığın uyku saatlerine göre ayarlıyoruz ve yolculuğun bir kısmında uyumasını sağlıyoruz. Son olarak, seyahat sırasında oğlumun uyku ya da yemek düzeninin değişmesi halinde biraz daha esnek olmaya çalışıyorum. Nihayetinde hepimiz tatildeyiz
diyorum.
Embiye Ülgen/Gıda Mühendisi
www.gezenanne.com
Oğlum Utku dört yaşında. Bavulumuzu hazırlamaya başlamadan gideceğimiz yerin hava durumunu öğrenip yanımızda götüreceklerimizi ona göre seçiyoruz. Bol bol yedek kıyafet, özellikle koşuşturup terlemeler sonrası değiştirilebilecek bir sürü atlet koyuyoruz bavulumuza. Mevsim durumuna göre şapka, atkı, yedek ince montu da ekliyoruz. Doktorumuza danışarak aldığımız hastalık anında kullanacağımız ilaçlar, termometre, burun açıcı spreyler de çocuklu seyahat bavulumuzun vazgeçilmezleri. Bebeklik döneminde acaba nasıl olur endişeleri yaşatan uçak yolculuğu çocuklukta, seyahatin en eğlenceli unsurlarından biri haline geliyor. Ancak yine de yolculuk öncesi çocuğu buna hazırlamak gerekiyor. Yanınıza yolculuk boyunca oyalanacağı boyama kitapları ve kalemleri, sevdiği oyuncaklar, kitaplar almakta da fayda var. İniş ve kalkışlarda kulaklarda oluşan basınç farklılıklarının önüne geçmek
için de atıştırmalıkları unutmamak gerek. Kalacağımız oteli seçerken otelin merkezi bir konumda olması, dolaşılacak yerlere, denize kısa mesafede olmasına dikkat ediyoruz. Yürümeye gelince çabucak yorulan minik gezginler için merkezi otel kolaylık sağlayacaktır.
Şebnem Seçkiner/İletişim Danışmanı
www.manyakanne.com
Son üç aydır, freelance çalıştığım için dört yaşındaki kızımla yalnız geziyoruz. Çok uzun mesafeler olmasa da trafiğe yakalanma ihtimali yüksek olan Sapanca ve Lüleburgaz’a gittik beraber. Arabayı kullanmasam sorun yok ama ben direksiyonda olunca yola çıkarken daha çok düşünür oldum. Çıkışımızı uyku saatine denk getirmeye çalıştım. Yanıma en sevdiği tiyatroların CD’lerini aldım. Olur da trafik sıkışırsa diye iPad de hazırdı yanımda. Acıkır diye ev yapımı kek, çubuk kraker ve mandalina koydum çantaya. Hatta klozet kapağı ve yedek giysiler de bavulda değil yanımızdaydı, çünkü bezi bıraktıktan sonra hiç hayal edemeyeceğiniz yerlerde tuvalete girmek zorunda kalıyorsunuz. İlaç bile hazırdı yanımda ne olur ne olmaz diye. Bir haftalığına gittiğimiz halde bavulu gören aylarca kalacağımızı sansa da, gerek bavula gerek el çantama fazla eşya koymayı alışkanlık haline getirdim. Yolda terlerse, kusarsa (ki araba ile Yuvacık tepelerine çıkarken bu başımıza geldi) yedek giysi olması çok rahatlatıyor insanı. Neyse ki kızım araba yolculuklarını seviyor ve ben de hiç sorun olmadan onu her yere götürebiliyorum. AquaFlorya’dan Göztepe’ye 4.5 saatte döndüğümüz gün ben arabada fenalık geçirirken onun gıkı çıkmamıştı. Birlikte uçak yolcuğu ise henüz yapmadık. Nedeni benim uçak korkum. Arabayla her yere gideriz ama sanırım uçağa yanımda eşim olmadan binemem kızımla.