Çocuklar ve hayali arkadaşları

Yazı: Burçin Öztınaz
* Bebeğimle Elele dergisinden alınmıştır.

Çocukların hayali arkadaşı bazen oyuncak bir bebek, bazen peluş bir ayıcık, bazen de tamamen görünmez olabiliyor. Hatta bazen bu hayali arkadaşlar sayıca
birden fazla da oluyor. Uzman Pedagog Nilçin Doyran Bengisu, “Hayali arkadaş her çocuğun yaşayabileceği, normal gelişim döneminin bir parçasıdır. Hayali arkadaş kavramı, çocuğun sosyal ve duygusal gelişimini desteklemesi açısından çok önemlidir” diyor ve hayali arkadaşın çocuklarda 3-5
yaş arasında ortaya çıkabildiğini, çocuk ilkokula başladığı zaman ise bitmiş olması gerektiğini belirtiyor.

Sık rastlanan bir durum
Çocuğunuzun hayali bir 
arkadaşının olması sizi endişelendiriyor mu? Hemen
 içinizi rahatlatabilirsiniz çünkü bu, masum ve eğlenceli bir oyun ve çocuğun hayal dünyası ile gerçek yaşantısının içe içe geçmesi ile karakterize sık karşılaşılan bir durum.


Hayali arkadaşın artıları

Hayali arkadaşların çocuklara özellikle korku, kaygı gibi duygularla baş etme konusunda olumlu 
etkileri var. Uzman Pedagog Nilçin Doyran Bengisu, “Çocuklar hayali arkadaşları ile aslında bizlere
 iç dünyalarını yansıtırlar. Hayali arkadaş, çocuğa yaşamındaki stres faktörleri ile baş etmeyi öğretir, problem çözme becerisini arttırır, korkularını yenmesine yardımcı olur. Çocuğun duygularını anlamak için ailelere de ipuçları verir” diyor. 

Arkadaşı hakkında anlattıklarını çok iyi dinleyin

Burada size düşen çocuğunuzu dinlemek, soru sormada abartıya kaçmadan, anlattıklarındaki ipuçlarını iyi yakalamak. “Saçmalama”, “Öyle bir şey yok”
gibi sözlerle yaklaşmanız ise yapabileceğiniz en büyük hata. Uzman Pedagog Nilçin Doyran Bengisu, bu konuda ailelere şu önerilerde bulunuyor:
 Çocuğun hayali arkadaşı ile ilgili anlattıkları aile tarafından çok iyi dinlenmeli çünkü çocuk kendi iç dünyasını hayali arkadaşı üzerinden anlatarak ipucu veriyor olabilir. Aileler, çocuklarının hayali arkadaşlarının olduğunu anladıklarında ya da çocukların odalarında tek başlarına olmalarına rağmen konuşmalarını duyduklarında endişelenebilirler. Dışarıdan bakıldığında endişe verici bir durum gibi gözükse de aslında bu durumun belli bir yaş aralığında normal kabul edilebileceğini bilmeleri onları rahatlatacaktır. Öncelikle hayali arkadaş tehlikeli değildir. Bunun için çocukları rahat bırakmak, çok soru sormamak, asla eleştirmemek veya inkar etmemek gerekir.Cezalandırıcı tutum ya da çocuğu yalancılıkla suçlamak çocuğun
bu duyguları bastırmasına sebep olabileceği gibi hayali arkadaşı ile konuşmalarını saklayacaktır.

Okula başladığında onunla vedalaşmış olmalı
Uzman Pedagog Nilçin Doyran Bengisu, “Nasıl ki çocuklarda hayali arkadaşın olması normal karşılanıyorsa yine ilkokul dönemi başlamadan çocuğun artık hayali arkadaşının ortadan yavaş yavaş kaybolması gerekir. Çocuk okula başladığında yaşıtları ile zaman geçirip, oyun oynamanın daha eğlenceli olduğunu anlar ve zamanla hayali arkadaş unutulur. Çocuğun hayali arkadaşı ya kendiliğinden ortadan kaybolur
ya da dönmeyeceği uzun bir tatile çıkar. Bu sürecin uzaması ya da yaşıtlarıyla zaman geçirmeyi istememesi durumunda bir uzmandan yardım alınmalıdır” diyor. Ayrıca çocuğunuzun hayali arkadaşı dışında hiç arkadaşı yoksa, sosyal ortamlarda bulunması ve yaşıtlarıyla iletişim kurması için onu desteklemeye çalışmanız da şart. Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta ise çocuğunuzun yaptığı kötü davranışlar için sorumluluğu hayali arkadaşına yüklemesine engel olmanız.

Yeni çağa göre hayali arkadaşlar
‘Şifa Çemberi Rehberleriniz’, ‘Meleklerin Seninle Konuşuyor’ kitaplarının yazarı, psikolog ve enerji terapisti Şebnem Özkan, üçüncü kitabı ‘Işık Çağı Çocukları’nda,
yeni neslin çocuklarını tanımak, enerjilerini doğru yorumlamak
ve yeteneklerini ortaya çıkarmak isteyen herkese ışık tutacak önerilerde bulunuyor. Kitabında hayali arkadaş kavramına da değinen Özkan’a bu konudaki görüşlerini ve aileler için önerilerini sorduk.

Hayali arkadaşların çocuklar üzerinde nasıl bir etkileri var?
1970’lerden başlayarak dünyamıza doğan çocuklar, önceki kuşaklardan daha farklı özelliklere sahip oluyorlar. Hayali arkadaşlar çocukların gerçek dünya ve gerçek insanlarla ilişki kurmasında hem öğretici hem de eğlendirici
bir egzersiz niteliğinde. Hayali arkadaşların, aslında sevgi alma ve verme kapasiteleri çok yüksek olup da bazen bunu gösteremeyen, bazen insan ilişkilerinde zorlanan, ‘Işık Çağı Çocukları’ adını verdiğim yeni kuşaklar için çok faydalı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Kitabınızda Işık Çağı Çocukları’nı sekiz gruba ayırıyorsunuz. Bu gruplardan hangilerinde hayali arkadaş kavramı ile daha sık karşılaşılıyor?
Yıldız Çocuklar bilimsel ve teknolojik konularda yetenekli olurken, duygusal birikimleri nispeten az olabiliyor. Melek Çocuklar çok verici oluyor ve sonuçta kendileri tükeniyor. Yunus Çocuklar telepatik yetenekleri yüzünden konuşmayı gereksiz bulup suskun kalmayı tercih edebiliyor. Hepsi de, ilişki kurmayı ve kendilerini ifade etmeyi geliştirmekte, duygularını pratik etmekte hayali arkadaşlarından yararlanabiliyorlar. Işık Çağı Çocukları’nda belirgin özelliklerden olan ‘yüksek hassasiyetlere’ sahip çocuklar çekincelerini
ve utangaçlıklarını hayali arkadaşlarının desteğini hissederek yenebiliyorlar.

Ailelere bu konudaki önerileriniz neler?

Psikolojik açıdan bakarsak hayali arkadaşlar çocuğun ailede bulamadığı desteği ve anlayışı verebilir ki-bu Işık Çağı Çocukları için çok gerekli olabiliyor. Çünkü onlar çok farklı olduklarından,
bir sığınak niteliğinde olması gereken anne babalar bile onları çoğu zaman anlayamıyorlar ve iyi niyetlerine rağmen doğru desteği veremeyebiliyorlar. Eğitimciler ve danışmanlar da onların kendilerine has özelliklerini çoğu zaman yaramazlıklar ve şımarıklıklar, hatta bazen de psikolojik hastalıklar olarak nitelendirebiliyorlar. Bu noktada yetişkinler olarak yeni kuşakları, eski kalıplarımıza göre değerlendirmemeyi öğrenmemiz gerekiyor. Kendini sınırlamadan veya norma göre değiştirmeye çalışmadan bütün farklılıklarıyla birlikte kendini özgürce ifade edebildiği için hayali arkadaşları, Işık Çağı Çocukları için adeta birer kurtarıcı niteliğinde…

Hayali arkadaş kavramıyla son zamanlarda daha sık karşılaşılıyor olmasını neye bağlıyorsunuz?

Bu bir tesadüf olmasa gerek! Işık Çağı Çocukları’nın, özellikle 2000 yılından beri artarak dünyaya geliyor olmaları bunda bir etken. Onlar zaten hayal gücü kuvvetli
ve çok yaratıcı çocuklar. Yeni kuşakların bütüncül zekasının yükseldiği de araştırmacılar tarafından kanıtlanıyor.
Biliyoruz ki insan algısı, enerji spektrumunun çok küçük bir parçasını kapsayabiliyor. Acaba
Işık Çağı Çocukları daha yüksek farkındalıklarıyla spektrumun
daha geniş bir parçasını mı algılayabiliyor? Bu kadar farklı olmalarının bir sebebi de bu
mu? Bizce hayali olan, onların gerçekliğinin bir parçası olabilir
mi? Bu çocuklar gerçekliği algılamamızda bir adım daha ileride olabilirler mi?… Eğer bu soruların cevabı ‘evet’ ise hayali arkadaşların sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de yararlı olduklarını söyleyebiliriz. Çünkü onları daha açık fikirli olmaya zorluyorlar. Işık Çağı Çocukları’nın biz yetişkinlere öğretecekleri, gösterecekleri pek çok güzellik var. Onlara, kendileri gibi olmaları için izin vermeliyiz. Çünkü orijinal ve yaratıcı çözümlere dünyamızın çok ihtiyacı var.

Başa dön tuşu