Çocuklara zorla yemek yedirmeyin!

Klinik Psikolog Dr. Gülin Güneri, Türkiye’de yemeyen çocuğa zorla yemek yedirme anlayışının bulunduğunu belirtti. Zorla yedirilmeye çalışılan çocukların kendilerini kontrol edemeyebileceklerini söyleyen Güneri, “Bu çok yanlış bir şey. Böylelikle çocuklar bedenlerini nasıl kontrol edebileceklerini öğrenmiyorlar. Halbuki çocuk ne zaman doyduğunu ne zaman aç olduğunu kendi başına bilse böylelikle tıka basa yeme alışkanlığını edinmemiş olacak.” dedi. 

Bahçeşehir Üniversitesi’nde (BAU), yapılan sempozyum Türkiye?de ve dünyada çocuklarda yeme alışkanlıkları, yeme bozuklukları ve obezite konularını masaya yatırdı. Yerli ve yabancı uzmanların katılımıyla yapılan toplantıda çocukların beslenme ve tat alışkanlıklarını nasıl kazandıkları, beslenme alışkanlıklarının alınan gıdalara göre nasıl şekillendiği konuları anlatıldı. Bahçeşehir Üniversitesi akademisyenlerinin yanı sıra Klinik Psikolog Dr. Gülin Güneri, Birmingham Üniversitesi’nden Dr. Gillian Harris ve Jackie Blissett gibi isimlerin katıldığı toplantıda dikkat çeken tespitler ortaya çıktı. Yeni yaklaşım ve uygulamaların da tartışıldığı sempozyumda, uzmanlar bebek ve çocukluk yaşlarından itibaren kazanılan beslenme alışkanlıklarının ömür boyu devam edebildiğini belirtti. 

‘ÇOCUKLARI ZORLA YEDİRİYORUZ, BUNU YAPMAYIN’

Türkiye’de son araştırmalara göre erkeklerdeki obezite oranının kadınları yakaladığını belirten Klinik Psikolog Dr. Gülin Güneri, “18 ve 24 yaş arası erkeklerde yüzde 217 artış bulunuyor. Bunun da nedeni, çalışmaya başlayan erkeklerin öğle yemeklerinde daha çok fast-fooda yönelmesi. Yeme bozuklukları daha çok Amerika, Avrupa gibi daha batı ülkelerinde görülen bir hastalıktı. Artık bizde de görülüyor. İstatistiklere göre Türkiye’de 18-24 yaş arasındaki gençler yeme bozukluklarından daha fazla etkileniyorlar.” dedi. 

Türkiye’de ebeveynlerin çocukları beslerken bazı hatalar yaptıklarını ve bunun ileri yaşlarda da etkileyebildiğini anlatan Güneri konuşmasını şöyle sürdürdü: “Maalesef kültürümüzde anne babaların çocuk yemediği zaman çocuğa zorla yedirme gibi bir özelliği var. Bu çok yanlış bir şey. Böylelikle çocuklar bedenlerini nasıl kontrol edebileceklerini öğrenmiyorlar. Halbuki çocuk ne zaman doyduğunu ne zaman aç olduğunu kendi başına bilse böylelikle tıka basa yeme alışkanlığını edinmemiş olacak. Anne-babaların yaptığı bir diğer yanlış ise çocuklarını yemekle ödüllendirmek. Ödevini yaparsan hamburger, pizza yemeye gideriz. gibi daha çok fast-fooda yönelik yerlere gitme ile ödüllendiriyorlar.” 

‘GENÇ KIZLAR SÜREKLİ DİYET YAPIP YEDİKLERİNİ KUSUYOR’

Yemek yeme konusundaki baskının ileride yemeğe karşı bir algının oluşması ve hastalık tetikleyicisi anlamına gelebileceğini anlatan Güneri, “Çocuk istemediği halde aile tıka basa yemeğe yönlendirdiği zaman, çocuk bedenindeki açlıkla ilgili sinyalleri almadan yer. Bu da büyüdüğü zaman ergenlikte, aç olmadan yemeğe başlamasına neden olur ve abur cubura yönelir. Sonuç olarak da obeziteye neden olur. Ya da çocuk tam tersi tepki vererek bu benim bedenim bana katılamazsın diyerek aç olduğu halde yememeye başlıyor. Bu da ‘bulumia’ hastalığına neden olabiliyor. Ergenlik çağında şu anda dergilerde, medyada mankenlerin sıfır beden gibi özelliklerini görüyoruz. Ergenlikte özellikle genç kızlar bunlara özendiği için yememeye çalışıyorlar. Yediklerini kusuyorlar ya da sürekli diyet yapmaya çalışıyorlar. Anne babaya biz çocuklarına karşı ‘çok şişmanladın, zayıfladın’ gibi sözler sarfetmek yerine onların özelliklerini öne çıkararak ‘çalışkansın, sosyalsin’ gibi telkinler kullanmalarını istiyoruz.” ifadesini kullandı. 

Güneri, kırsal kesimlerde yapılan tence yemeklerinin artık büyük kentlerde azaldığını, çocukların yemek sırasında bile telefon ya da benzeri cihazlarla vakit geçirdiğini kaydetti. 

Sağlık Bakanlığı’nın obeziteye karşı 30 dakikalık egzersiz programını uygulamaya çalıştığını ancak egzersizin kültürü olmadığını belirten Güneri, “Alınması gerekenden daha fazla kalori alıyorlar ve bunu yakmak için hiç bir şey yapmıyorlar. Bunun en büyük sebeplerinden biri de medya. 3 saatlik diziler var. Tv karşısında alınan abur cuburlar da kilo olarak size geri dönüyor.” değerlendirmesinde bulundu. 

AĞIZ TADI ANNE KARNINDA OLUŞUYOR

Sempozyumun konuşmacılardan biri olan Birmingham Üniversitesi’nden Dr. Gillian Harris, bebeklik dönemlerinde kazanılan beslenme alışkanlıklarının ileriki dönemde de sürdüğünü hatırlattı. Anne rahminden itibaren bebeklerin tat ve beslenme alışkanlığının şekillenmeye başladığını belirten Harris, annenin bebeğini emzirirken de çocuğunun tat algısını şekillendirebildiğini hatırlattı. 

Çocuklara beslenme alışkanlarının oluştuğu dönemlerden itibaren farklı besinler vermenin ileride yemek seçiciliğini azaltacağı uyarısında bulunan Harris, yetişkinlik yaşlarında ise yemek seçiciliğinin artabildiğini belirtti. Harris, her gıdayı yiyen ve deneyen çocukların ileriki yaşlarda yemekten tiksinme ihtimallerinin azaldığını, katı gıdaların olabildiğince çocukların hayatına geç girmesi gerektiğini belirtti. (CİHAN)

Başa dön tuşu