Sıhhat Bakanlığı’nın datalarına nazaran ülkemizde, her iki vefattan biri kalp ve damar hastalıkları kaynaklı gerçekleşirken, her yıl yaklaşık 200 bin kişi kalp krizi nedeni ile hayata veda ediyor. Ayrıyeten koroner kalp hastalıkları kronik bir durum olduğundan, daha evvel kalp krizi geçiren bireyler de erken mevt için yüksek risk altında bulunuyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kadir Polat, kalp krizi geçirenlerin dikkat etmesi gerekenler hakkında kıymetli bilgiler verdi.
Değerli bir halk sıhhati sorunu olan koroner kalp hastalığı kronik bir durum olduğundan, kalp krizi geçirmiş hastalarda erken mevt riski de yüksek olarak gözlemleniyor. Bu nedenle Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kadir Polat, sağkalımı artırmak için hastaların uzun yıllarda edinmiş oldukları ziyanlı alışkanlıklarını ve ömür stillerini değiştirmeleri gerektiğini vurguluyor. Lakin uzun yıllar devam eden alışkanlıkların kolay değiştirilemeyeceğinin gerçekçi bir bakış açısı olduğunu da söyleyen Uzm. Dr. Kadir Polat, bu bağlamda hasta ve tabip iş birliğine dikkat çekiyor.
Risk faktörleri denetim altına alınabilir
Uzm. Dr. Kadir Polat, kalp krizi geçirmiş hastaların uygulaması gereken hayat biçimi değişikliklerini sigaranın bırakılması, sıkı kan basıncı denetimi, inançlı alkol kullanımı, diyet ve kilo denetimi ile fizikî aktivitenin artırılması biçiminde sıralarken, bu değişikliklerin nasıl tesirler yaratacağını ayrıntılı formda anlattı.
Sigara, kalp krizi riskini katlıyor
Sigara kullanımı, kardiyovasküler hastalıklarda epey güçlü ve bağımsız bir faktör olarak karşımıza çıkıyor ve katiyetle kaçınılması gerekiyor. Pasif içiciliğe maruz kalma durumunun da hastalık riskini artırdığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kadir Polat; “Sigara içenlerin kalp krizi ile başvurma riski içmeyenlere nazaran 2-3 kat daha yüksek. Gözlemsel çalışmalar, sigarayı bırakan hastaların ilerleyen yıllarda sigaraya devam edenlere nazaran mevt riskinin azaldığını gösteriyor. Sigaranın bırakılması tüm ikincil korunma ölçütlerinde en tesir olanı” dedi.
Egzersiz, kardiyak mevt riskini yüzde 26 azaltıyor
Antrenman terapisi, kalp krizini takiben rehabilitasyon emelli olarak uzun periyodik kullanılıyor. Stabil koroner kalp hastalarında tertipli fizikî antrenmanın hayli faydalı olduğu biliniyor. İdmanın hayatı tehdit eden hastalıklarla bağlı anksiyeteyi azaltabildiğini ve hastanın kendisine itimadını artırdığını belirten Uzm. Dr. Kadir Polat açıklamalarını şu biçimde sürdürdü:
“Koroner rehabilitasyon programlarının bir kesimi olarak antrenman eğitiminin koroner kalp hastalarında kardiyak mevt riskini %26 azalttığı biliniyor. Ayrıyeten idman, hayatı tehdit edici hastalıkla bağlı anksiyeteyi azaltabiliyor ve hastanın kendisine inancını arttırabiliyor. Haftada en az 5 defa 30 dakika orta seviye yoğunlukta, hafif bir nefes darlığı noktasına kadar antrenman öneriliyor. Başlangıç için hafif yürüyüşler en yeterli egzersizlerdir ve yapılan antrenmanların müddeti yavaş yavaş artırılmalıdır. Hedeflenen antrenman müddeti haftada 300 dakikadır. Çok sıcak ve soğuk havalarda ise idman yapmaktan kaçınılması gerekiyor.”
Hipertansiyon kesinlikle denetim altında tutulmalı
Denetim altında tutulmayan hipertansiyon, kardiyovasküler hastalık riskinin yükselmesine sebep oluyor. Bu nedenle bilhassa kalp krizi geçiren hastalarda kan basıncının âlâ denetim edilmesi gerekiyor. Tüm hipertansif hastaların tansiyon kıymetlerinin 140-90 mmHg’nin altında olması gerektiğinin altını çizen Dr. Kadir Polat, “Kilo denetimi, fiziki aktivitelerin artırılması, alkol alımının azaltılması, tuz kısıtlaması ve meyve, zerzevat tüketiminin artırılması üzere hayat biçimi tedbirleri hipertansiyonu olan tüm hastalara öneriyoruz” dedi.
Kalbin düşmanı obeziteye dikkat!
Çağımızın hastalığı obezite, kalp krizi geçirmiş hastalarda da artan bir sorun. Kilo vermenin, kan basıncı ve kan yağları üzerindeki olumlu tesirleri nedeniyle kardiyovasküler hastalığı azaltığını söyleyen Dr. Kadir Polat, diyet ve kilo denetimine ait tekliflerini de paylaştı:
- Meyve (2-3 porsiyon), zerzevat (2-3 porsiyon), tam tahıllı besinler, balık (özellikle yağlı çeşitlerini haftada en az iki kez), yağsız et ve düşük yağlı süt eserleri tüketmek.
- Doymuş ve trans yağları zerzevat ve deniz kaynaklarından elde edilen tekli doymamış ve çoklu doymamış yağlarla değiştirmek ve toplam yağları toplam kalori alımını %30’unun altına indirmek.
- Günlük 30-45 gram lif almak.
- Alkollü içeceklerin tüketimini erkekler için günde 1-2 kadeh, bayanlar için günde 1 kadeh ile sonlandırmak. 1 haftada tüketilen alkollü içecekteki saf alkol ölçüsü 100 gramı geçmemelidir. (1 duble rakı 25 gr, 1 kadeh şarap 16 gr saf alkol içerir.)
- Kişisel tercihleri nedeniyle alkol kullanmayan hastalara, Kardiyovasküler müdafaa gayesiyle alkol tüketimi tavsiye edilmemelidir.
- İşlenmiş ve hazır besinlerden kaçınmak.
