Yazı: Filiz Şeref/Bebeğimle Elele
Bebeğini emzirmek, her annenin en büyük arzusu. Fakat bazı kadınlar için, göğüs ucu yaraları nedeniyle bu özel süreç kabusa dönüşebiliyor. Doğum Koçu Ayşe Öner, “Göğüs uçlarında yaralanma olmadan emzirmek ve süreci konforlu ve keyifli bir şekilde, anne ve bebeğin bütünleşerek yaşaması önemli” diyor. İşte bu süreçte yapılması ve dikkat
edilmesi gerekenler…
Göğüs ucu derisi, gebelik boyunca değişim geçirse de kadın vücudunun en duyarlı noktalarından biri. Sinir uçları ve kan damarlarından zengin olan bu bölge için bebeğin emmesi bir travma olabiliyor. Ancak emzirmenin ilerleyen zamanlarında bu travma tolere edilebilir hale geliyor ve hiçbir rahatsızlık duymadan, anne bebeğini uzun sürelerle emzirebiliyor. Ayşe Öner, “Biz anne adaylarına 34’üncü haftadan itibaren areolaya kolonya uygulaması veriyoruz. Sabah göğüs uçlarına kolonya sürmek, içindeki alkol deriyi kurutacağı için akşamları da göğüs ucu kremi kullanarak uç dokusunu kabalaştırmak, doğum sonrası ilk günlerde annenin daha rahat emzirmesine yardımcı oluyor. Anadolu kadını bu uygulamayı göğüs ucuna soğan suyu sürerek yapıyor” diyor.
Doğumu takip eden sürede, göğüs ucu yaralanması, mantar oluşması gibi durumlar anneye çok acı verebiliyor ve bazen anne, emzirmekten dahi vazgeçilebiliyor. Ayşe Öner, “Göğüs uçlarında yaralanma olmadan emzirmek ve süreci konforlu ve keyifli bir şekilde, anne ve bebeğin bütünleşerek yaşaması önemli. Emzirme ile ilgili donanım kazanarak doğum sonrasında ilk haftalarda çıkabilecek sorunlarla baş edebilmeyi öğrenmeli, anne ve bebek sağlığı açısından hayatta bir kez yakalanabilecek bu fırsatı değerlendirmelisiniz” diyor ve bu dönemde dikkat edilmesi ve yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
• Doğum gerçekleştiği anda, eğer bebeğin genel durumu iyi ise ve ağlamışsa, hemen annenin göğsüne, kucağına verilmeli. Ten teması, koku, bebeklerin emme içgüdüsünü arttırıyor, doğum şokunu atlatmasını sağlıyor. Bebeği biraz da memeye doğru yaklaştırarak desteklemek gerekiyor. Böylece bebek memeye doğru hamle yaparak göğsün üzerine çıkıp, meme ucunu ağız içine çekiyor, dili ve damağı arasına kolaylıkla yerleştiriyor. Doğada bütün büyük memeliler yavrularının kendi içgüdüsüyle emme refleksini bulmasına izin veriyor.
• Doğum sonrası bebeğin emme performansını görmek lazım. Eğer çok kuvvetli ve uzun sürelerle emiyorsa, daha ilk günden uçların hassasiyeti artıyor ve emzirmenin ikinci gününde anne ıstırap yaşamaya başlıyor. Bir de bebeğin kendi emme içgüdüsüyle göğsün üstüne çıkıp meme ucunu doğru şekilde ağzına almayı başarması gerekiyor. Yerçekimi, ten tene pozisyonu dediğimiz, annenin yarı yatar durumda bebeği göğsüne bırakıp, onun emme arzusu duyarak memeyi kendi çabası ile yakalamasını sağlamak önemli.
• İlk günlerde göğüslerde kolostrum (ilk süt) vardır, miktar olarak azdır ancak bebek için çok önemlidir. Bebek korunmasız ve steril olarak yeryüzüne doğduğu için, bu ilk sütteki koruma faktörleri (antikorlar), bebek için hayati önem taşıyor. Kolostrum, koruma faktörleri ve protein açısından oldukça zengin. Kanımızdakinden 100 kat fazla antikor içeriyor. Emme içgüdüsü yüksek olan ve ilk günden uzun sürelerle emzirilen bebekler göğüs uçlarını yaralayabiliyor. Doğduğunda bebeğin emme performansını değerlendirmek bu açıdan önemli. Bebek bir saat de emse 10 dakika da emse alacağı kolostrum miktarı değişmez. İlk günlerde çok emen bebeklerin olgun süt gelene kadar emme zamanını her göğüs için 10’ar dakikalık sürelerle sınırlayıp, istediği kadar emzirebiliriz. Yani 10 dakikada bir, göğüs değiştirmek suretiyle istediği kadar emebilir.
• Açık tenli kadınların göğüs ucu dokusu daha hassas olup, yaralanmalar kolaylıkla oluşabiliyor. Bazı kadınların da cildi daha hassas oluyor ve göğüs ucu dokusu hızlıca zedeleniyor. Bahsettiğimiz ön hazırlıklar onlar için de fayda sağlıyor.
• Göğüs ucu hiç olmayan, içe kaçmış veya çok küçük anne adaylarının da emzirme ile ilgili sorun yaşamalarını önlemek için, hamilelik döneminde göğüs ucu kasını uzatacak uygulama yapmaları, örneğin bu problem için tasarlanmış ürünleri hamilelikte ve emzirirken kullanmaları büyük kolaylık sağlıyor.
• Emzirmenin ilk haftalarında göğüs uçlarını silmek de yapılmaması gereken bir uygulama. Ara ara papatya suyu ile kompres yapmak dokuyu sakinleştiriyor. Her emzirme öncesi ve sonrası silmek tahrişi arttırıp, göğüs ucu dokusunun pH’ını bozuyor ve kuru kalmasını engelleyip mantar oluşmasına zemin hazırlıyor. Ayrıca terleme sebebiyle anneler sıklıkla duş alma ihtiyacı hissediyor. Bu dönemde, özellikle ilk hafta göğüs ucu dokusunun hava ile temas etmesi, tamamen kuruduktan sonra yumuşatıcı krem uygulanmasına dikkat etmek önemli.
• Göğüs ucu tedavisinde evde doğal uygulamalar da çok fayda sağlıyor. Havuç ve lahana yaprağı kompresleri denenebilir, mucizevi iyileşmeler sağlayabiliyor.
Evde yapılabilecek göğüs ucu kompresleri
Havuç kompresi: Bir orta boy havuç, dış yüzeyi sıyrılmadan iyice yıkanıp, salata yapılacakmış gibi rendelenip, üzerine az miktarda (A vitamininin açığa çıkabilmesi için) zeytinyağı konulup karıştırılır. Sonrasında göğüs pedine bir çorba kaşığı ile konulup ağrılı göğüs ucuna kapatılarak kompres uygulanır. Bunu her emzirme arasında uygulayabilirsiniz. İyileşme şaşırtıcı hızla gerçekleşiyor.
Lahana kompresi: Küçük bir lahana ortadan bölünerek sertliği giderilecek kadar haşlanır, sonrasında sudan alınıp buzdolabına konur. Göğüs ucu ağrısında ve soğuk kompres uygulamasında çok rahatlatıcı oluyor.
Bunları da deneyebilirsiniz:
Lansinoh Lanolin göğüs ucu kremi, TL 29.50
Mustela Nursing Comfort Balm göğüs ucu kremi, TL 35
Avent Moisturising Nipple göğüs ucu kremi, TL 44.90
Bebe D’Or göğüs ucu kremi, TL 14.50