Çocuklar da güneş gözlüğü kullanmalı
Güneşe maruz kalmak yalnızca cildi değil gözleri de etkiliyor, direkt güneşe maruz kalmak kornea hasarına neden olabiliyor. Gözleri korumak için en iyi yol ise güneş gözlüğü kullanmak.
Etiketinde yüzde 100 UV koruma sağladığını gösteren güneş gözlüklerini tercih edin. Gözlük takmak istemiyorsa onun beğendiği çizgi film karakterlerinin lisanslı, kaliteli ürünlerini alabilirsiniz. Eğer siz güneş gözlüğünüzü sürekli kullanırsanız onun da bu alışkanlığı edinmesi kolaylaşır.
Bazı ilaçlar hassasiyeli arttırıyor
Bazı ilaçlar UV ışınlarına karşı duyarlılığı artırıyor. Açık tenli çocuklar için bu risk artıyor. Özellikle antibiyotik ya da akne ilaçları çocuğunuzun güneş hassasiyetini artırabilir. Bu tür bir ilaç kullanılıyorsa tatile çıkmadan önce doktorunuza mutlaka danışın.
Güneş yanığı oluştuysa
Özellikle plajda ya da parkta geçirilen uzun bir günün ardından çocuğunuzda güneş çarpması ve yanığı oluşabilir. Akşama doğru acı ve vücut ısısının yükselmesi bu durumun belirtisidir. Bazı çocuklarda titreme de görülebilir. Cilt kuruduğu için kaşınma olacak ve deri iyice gerginleşecektir. Birden yanan cilt çoğunlukla bir hafta sonra soyulmaya başlar. Bu aşamada çocuğunuzu soyulan cildin enfeksiyona açık olacağı konusunda bilgilendirin.
Bu ipuçları da işinize yarayabilir
• Çocuğunuza ılıktan soğuğa yakın (ama asla soğuk değil) banyo yaptırın ya da cilde ıslak, serin kompres uygulayın.
• Cilde kaybettiği nemi kazandırmak ve kaşıntıyı azaltmak için nemlendirici krem uygulayın. Ciddi güneş yanıkları için içeriğinde yüzde bir hidrokortizon olan kremi ince bir tabaka halinde sürün. Terlemeyi ve vücut ısı artışını önlemek için petrol bazlı ürünler kullanmayın. Bir de cilt tahrişine ya da alerjiye neden olursunuz. Benzocaine içeren ilk yardım ürünlerinden de uzak durun.
• Güneş yanığı şiddetliyse ve kabarcıklar varsa doktorunuzu arayın. Doktorunuz görene kadar çocuğunuza derisini soymaması, sıkmaması, kabarcıkları patlatmaması gerektiğini söyleyin.
• Çocuğunuzu iyileşene kadar güneşten uzak tutun.
• Ağrısını ve kaşıntısını hafifletmek için kullanabileceğiniz ilaçları doktorunuza danışın.
Gittiğiniz rotaya uygun korunun
Güneş ışınlarının yoğunluğu yılın farklı zamanlarına, bulunduğunuz yerin enlem ve boylamına göre de değişiyor. UV ışınları yaz ayları boyunca çok kuvvetli oluyor. Seyahatinizi bu ayrıntılara dikkat ederek planlamanızda her zaman yarar var. Yurt dışına seyahat ediyorsanız bulabileceğiniz en güçlü güneş koruyucusunu yanınızdan ayırmayın. Güneşin güçlü olduğu ekvatora yakın yerlerde ekstra koruma da gerekiyor. Yüksek yerlerde de UV ışınları en fazla zarar verecek konumda oluyor. Bu sadece yaz değil, kış tatillerinde, kayak yaparken de geçerli bir kural.
Görünmeyen güneş de yakıyor
Güneşin en yüksek ve en güçlü olduğu saatlerin en tehlikeli zamanlar olduğunu artık biliyoruz. Bu, kuzey yarımkürede saat 10.00-16.00 arası. Çocuklarınız bu saat aralığında bırakın plajda oynamayı, bahçede bile oynuyor olsa güneş koruma uygulamanız şart. Çoğu güneş hasarı, ne yazık ki günlük faaliyetler sırasında oluyor, plajdayken değil.
Hatta bulutlu, serin ya da parçalı bulutlu havlarda dahi güneş etkili. Uçakta seyahat ederken bile ekstra dikkatli olmalısınız. Bulutlar, kum, su ve hatta beton bile UV ışınlarını direkt yansıtıyor. Bulutlar ve çevre kirliliği UV ışınlarını filtre etmiyor ve ummadığınız güneş yanıklarına ya da cilt hasarına sebebiyet verebiliyor. Bu ‘görünmez güneş’, beklenmedik güneş yanığı ve cilt hasarına neden olabiliyor. Genellikle çocuklar serin ya da rüzgarlı günlerde güneşten yanabileceklerinden habersizdirler çünkü havanın serinliği nedeniyle ısıyı fazla hissetmezler.
Ayrıca tatillerde hava kapalı bile olsa deniz yatağında suda oynarken farkında olmadan yanacaklarını unutmayın.
Giyinerek korunun
Ailenizi güneşin zararlı etkilerinden korumanın en iyi yolu giyinerek korunmak ve UV ışınlarından korumak. Ancak bazı giysiler UV ışınlarını geçiriyor. Emin olmak için giysinin içine elinizi koyun ve ışığı geçirip geçirmediğini kontrol edin.
Bebeklerin derileri çok ince ve melanin seviyeleri az gelişmiş olduğundan çocuklara göre ciltleri çok daha çabuk yanabiliyor. Altı aylıktan küçük bebekleri orumanın en iyi yolu onları mümkün olduğunca güneşten uzak tutmak, hatta gölgede olmalarını sağlamak. Bebeğinizin güneşte olması gerekiyorsa, vücudunu örten kıyafet ve kenarı geniş şapka giydirin, gölge oluşturması için de bir şemsiye kullanın. Küçük bebekler için minicik bir alan bile güneşe maruz kalabilir. Örneğin yüzleri… Bu alanlarda minimum SPF 15 güneş koruma faktörlü kremi az miktarda uygulayın. Çocuklarınızın da ince ama uzun kollu ve paçalı giysileri giymesini sağlamaya gayret edin ve büyük bir şemsiyenin altında oynamalarını sağlayın. İmkanlar elveriyorsa kolayca söküp kurulabilen çadırlardan hazırlayın.
Hangi koruyucu?
– Çocuklarınıza güneş koruyucusu seçerken, organik ya da mineral, suya ya da tere dayanıklı, losyon ya da sprey gibi seçenekler kafa karıştırıcı olabilir. Burada en önemli faktör, kremin UV ışınlarından sağladığı koruma derecesidir. Güneş koruyucularında mutlaka SPF’ye dikkat edin. Güneş yanığı ya da cilt hasarını önlemek için 30 ya da daha yüksek bir SPF seçin. Geniş spektrumlu olmasına önem verin. Yani hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı koruyan bir güneş kremi olması önemli.
– Güneş koruyucuların etiketlerinde SPF numaraları arayın. Cilt hasarı belirtilerini (güneş yanığı ve bronzlaşma) önlemek için 30 veya daha yüksek bir SPF seçin. UVA ve UVB ışınlarına karşı koruyan bir güneş kremi tercih edin.
– Sprey formlu güneş koruyucular uygundur ama dikkatli kullanım gerektirir. Minikler için nefes yoluyla akciğerlerini tahriş etmesi kolaydır. Bazı spreylerde de yanıcı olabildiklerinden uygulama sırasında kıvılcım veya alevden kaçınmak gerekir. Sprey şeklinde olanları yeterli miktarda uygulayıp uygulamadığınızı anlamanız da zor olabilir. Ayrıca alerjiye neden olabileceğinden PABA içeren güneş koruyucu kullanmayın. Hassas ciltler için ürünün aktif içeriğinde titaniumdioksit olup olmadığına bakın, varsa kullanmayın.
Doğru uygulama için
Güneş koruyucuyu doğru uyguladığınızdan emin olmak için şu adımlara dikkat edin:
• Çocuğunuz güneşte olacaksa mutlaka güneş kremi uygulayın. En iyi sonuç için çocuğunuz dışarı çıkmadan 15-30 dakika öncesinde uygulayın.
• Kulakları, elleri, ayakları, omuzları ve boynunun arka kısmını unutmayın. Mayo askılarını indirin ve bu bölgelere de sürün. Dudakları SPF 30 korumalı bir lipbalm ile koruyun.
• Güneş kremi uygulamada cimri olmayın. Dermatologlar güneşe maruz kalan bölgeler için 2-3 yemek kaşığı dolusu kremin yeterli olduğu görüşündeler.
• İki saat arayla kremi yenileyin. Yüzme ve aşırı terleme sonrası yenilemekten kaçınmayın.
• Çocuklar için yüzerken ya da su kenarında oynarken suya dayanıklı güneş kremi sürün. Suyun yansıtıcı özelliği vardır ve güneş ışınlarını yoğunlaştırır. Bu nedenle çocukların daha uzun süreli korumaya ihtiyacı vardır. Suya dayanıklı güneş koruyucular suda 80 dakikaya kadar dayanıklıdır. Tabii bu süre terleme için de geçerli. Ne kadar suya dayanıklı olursa olsun çocuğunuz sudan çıkar çıkmaz kremi yenileyin.
• Güneş kreminizin sezon boyunca yeterli gelip gelmeyeceğinden endişe etmemek için yedekleyin. Son kullanım tarihi geçmiş ya da 3 yıldan daha fazla süredir sizinle olan ürünü kullanmayın.
Yazı: Güzide Yülek
Bebek, çocuk ya da yetişkin hiç fark etmez, hepimizin güneşle buluşması şart. Vücudumuzun daha güçlü olması, daha sağlıklı kemikler ve D vitamininin emilimi için en önemli kaynağımız güneş… Ancak hepimizin çocukken kocaman bir gülümsemeyle çizdiği, resimlerimizin baş kahramanı güneş o kadar da masum değil.
Güneş ışınlarına korunmasız maruz kalmak, ciltte, gözlerde, bağışıklık sisteminde ne yazık ki kalıcı hasarlara neden olabiliyor. Üstelik öyle yetişkin olmak da gerekmiyor.
Bütün çocuklar parkta, bahçede ya da yaz sezonunda deniz kenarında kova-kürek oynamaya bayılıyor. Ebeveyn olarak onlar bilinçlenene kadar iş bizlere düşüyor. Yaşam boyu güneşe maruz kalacak bedenimizi nasıl korumamız gerektiğini çocuklara da çok küçük yaşlarda öğretmek gerekiyor.
Güneş ile ilgili gerçekler
Güneş, yeryüzüne ışık yayıyor ve bu ışığın bir parçası görünmez UV ışınlarından oluşuyor. Bu ışınlar cilde ulaştığında bronzlaşma, yanma ve diğer cilt hasarlarına neden oluyor. UVA, UVB ve UVC, ultraviyole ışınlarının çeşitlerini ifade ediyor.
UVA ışınları cildin yaşlanmasına ve kırışmasına neden oluyor, melanoma gibi cilt kanserini tetikliyor. UVA ışınları, ozon tabakasının (atmosfer ya da dünyayı saran koruyucu tabaka) üzerinden kolayca geçiyor. Bizim çoğunlukla maruz kaldığımız ışınlarından en kıdemlisi de UVA.
• UVB ışınları da oldukça tehlikeli… Güneş yanığı ve katarakta neden oluyor ve bağışıklık sistemimiz üzerinde de güçlü bir olumsuz etkiye sahip, ayrıca cilt kanseri riskini artırıyor. Cilt kanserinin en tehlikeli formu olan melanoma, 20 yaşından önce yoğun şekilde UVB ışınlarına maruz kalan ve güneş yanığı olan kişilerde daha çok görülüyor.
• UVC ışınları güneşin ışınları arasındaki en tehlikeli olanı. Neyse ki bu ışınlar ozon tabakası tarafından engellendiğinden yeryüzüne ulaşamıyor. Tabii ozon tabakası kaldığı sürece…
• Önemli olan UVA ve UVB ışınlarından cilt hasarına maruz kalmadan maksimum oranda faydalanmak ve tüm aileyi bu tehlikeli ikiliden korumak.
İlk kalkan melanin
Vücudun ilk savunma mekanizması UV ışınları, ciltte bulunan melanin ile reaksiyona giriyor. Melanin güneşe karşı cildin ilk savunması ve ciddi cilt hasarı yapmadan önce tehlikeli UV ışınlarını emiyor. Melanin, farklı cilt renklerinde farklı konsantrasyonlarda ve renklerde bulunuyor. Doğal cilt rengi açık tonda olanlarda daha az melanin bulunduğundan UV ışınlarını daha az absorbe ediyor. (Çocuklarda cilt rengine bakılmaksızın koruma şart çünkü bronzlaşma veya yanma cilt hasarına neden oluyor.)
Güneşe maruz kaldıkça melanin artıyor, cilt koyulaşmaya, bronzlaşmaya başlıyor. Hatta ‘sağlıklı’ bronzlaşmak bile bazen güneş hasarının işareti olabiliyor. Hasar riski, güneşe maruz kalma yoğunluğuyla daha da artıyor. Düzenli olarak güneşe maruz kalanlarda daha çok risk bulunuyor. Korunmasız güneşe maruz kalmak, özellikle çocuklar için çok tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor.