Yazı: Burçin Öztınaz
Hamilelik, bir kadının yaşadığı en özel dönemlerden biri ama birçok anne adayı yaşadığı fiziksel değişimlere, bundan sonra hayatının nasıl olacağı endişesi de eklenince bu dönemin keyfine varamıyor. Hamilelikte korkulara kapılmak, çeşitli endişeler duymak elbette doğal bir durum ancak bu korkular depresyona sürükleyecek boyuttaysa dikkatli olmakta ve önlem almakta fayda var.
Korkuyorum çünkü…. Bebekle ilgili endişeler ve fiziksel kaygılar hamilelikte başı çeken korkulardan. Medistate Kavacık Hastanesi’nden Uzman Psikolog Didem Gürbey, “Annelik, bir kadının tüm hayatını ve yaşam düzenini etkileyecek bir olay. Hamilelik döneminde biyolojik, psikolojik ve fiziksel değişimler yaşandığından, anne adaylarında korku ve endişeler görülebilir” diyor ve en sık rastlanan korkuları şu şekilde sıralıyor:
• Bebeğin dünyaya sağlıklı gelmeyeceği korkusu,
• Sancılardan ve doğum ağrılarından korkma,
• Fiziksel çekiciliği kaybetme endişesi ve dolayısıyla eşin artık kendisini beğenmeyeceği korkusu,
• İyi bir anne olamama korkusu,
• Çalışan anne adaylarında kariyer kaygıları ve çocuğuna yeterli zaman ayıramama gibi endişeler.
Ne yapmalı?
• 15-20 kilo almış olmanız, el, ayak ve yüzünüzün şişmiş olması, her türlü önleminize rağmen hızlı kilo artışına bağlı olarak vücudunuzda oluşan çatlaklar kendinizi kötü hissetmenize, hatta eşinizin artık sizi asla çekici bulmayacağını düşünmenize mi neden oluyor? Yapmanız gereken bu değişimlerin hamileliğin doğal bir parçası olduğunu kabul etmek. Hamileliğin geçici bir dönem olduğunu kendinize hatırlatın ve bu süreçte bakımınıza özen göstermeyi unutmayın. Hamilelik sonrasında da sağlıklı beslenme ve sporla fazla kilolardan kurtulmak sizin elinizde.
• “Çocuğum sağlıklı doğacak mı?”, “Doğumda çok ağrım olacak mı?” gibi sorular hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren her anne adayının aklına geliyor. Sizin de benzer endişeler duymanız çok normal ama unutmayın ki artık gelişmiş cihazlar ve testler sayesinde sorunlar büyük ölçüde saptanabiliyor. Doktorunuz her şeyin normal seyrinde gittiğini söylüyorsa, ona güvenin.
• Uzun saatler süren doğumlarla ilgili hikayeler, arkadaş ve akrabalarınızın anlattıkları sizde doğum sancılarına dayanamayacağınız korkusu yarattıysa bu endişelerinizi doktorunuzla konuşun. Doktorunuz aklınıza takılan soruları yanıtlayarak rahatlamanızı sağlayacak.
• “Ya iyi bir anne olamazsam” düşüncesi sık sık aklınıza mı geliyor? Bu sizi korkutmasın çünkü bunun için kaygılanmanız bile sizin iyi bir anne olmak için ne kadar çabaladığınızın kanıtı. Ayrıca ne kadar kitap okuyup ne kadar öğüt dinleseniz de annelik yaşayarak öğreneceğiniz bir konu. Siz en çok içgüdülerinize güvenin ve kendinizi hiçbir anneyle kıyaslamayın.
• Korkularınızla tek başınıza başa çıkamıyorsanız ve eğer bu endişeleriniz ruh sağlığınızı ve hatta hayatınızı olumsuz etkilemeye başladıysa, psikolojik destek almaktan çekinmeyin. Bu, hamilelik sürecindeki gerginliğinizi azaltmaya yardımcı olabilir.
• Uzman Psikolog Didem Gürbey, hamilelik depresyonunun anne adaylarının yüzde 10-20’sinde görülen bir durum olduğunu belirtiyor ve “Eğer anne adayında sürekli üzüntü hali, unutkanlık, normalde hoşlanılan aktivitelerden zevk almama, umutsuzluk, intihar düşüncesi, iştahsızlık, anksiyete, aşırı sinirlilik, suçluluk veya değersizlik hissi, ağlama atakları, içine kapanma gibi belirtiler varsa geciktirilmeden bir uzmana başvurmak ve psikolojik destek almak gerekir” diyor.
• Unutmayın, kaygılarınızla başa çıkmayı öğrenemezseniz bu endişeler yaşamınız boyu artarak devam edebilir. Doğumdan sonra “Sütüm yetiyor mu?”, sonrasında “Ya hastalanırsa”, “Çok mu zayıf” gibi kaygılarınız hem sizi hem de bebeğinizi olumsuz etkileyebilir.