Hamilelikle ilgili sorulara cevaplar

Yazı: Nilgün Yıldız Konakcı

Sizi bilmem ama ben insanın hamile olduğunu öğrenir öğrenmez soracağı ne kadar çok soru olduğunu fark edince şaşırdım. Öyle ki bildiğinizden emin olduğunuz konuları bile aslında üstünkörü biliyormuşsunuz gibi geliyor. En doğrusu uzmanına sormak dedim ve kafamı en çok kurcalayanları Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Herman İşçi’ye danıştım.

Hamilelikte spor yapmanın sakıncası var mı?
Gebelikte spor önemli çünkü hareketsiz bedende hamilelik zahmetli geçebilir. Tabii ekstrem sporlardan bahsetmiyoruz. Pilates, yoga gibi hareketler, yüzme ve yürüyüş gibi sporlar bu dönem için uygun. Ama hamilelikten önce at binip, kayak yapan bir kadın, hamilelik döneminde bu tür sporlara ara vermeli. Hamilelikte hareketli olan, spor ve egzersiz yapan bir kadının doğumu çok daha kolay olur. Bu yüzden haftada iki ya da üç sefer, mümkünse hafta sonları mutlaka 30 ya da 40 dakika tempolu yürünmesini öneriyoruz. Nabzı hafif yükselten, sırtı hafif terleten tempoda yürüyüş olmalı. Özellikle yüzmek, diz problemi olan ya da ağırlaşan hamilelerde oldukça yararlı çünkü suyun içindeki hareket daha kolaydır ve dolayısıyla bundan yararlanılabilir. Sonuç olarak; kanama ve kasık ağrısı problemleri olmadığı sürece ilk üç ay da dahil olmak üzere her türlü sportif aktiviteye son güne kadar hatta lohusalıkta bile devam edilebilir.

İlk üç ay vajinal yoldan muayene ile karın bölgesinden muayene arasındaki fark ne?
Gebelik küçükse ve karından görünemeyecekse mutlaka vajinal muayene ile teyit etmek gerekiyor çünkü rahim içinde bebeğin kalbi atıyor mu, embriyo görülüyor mu, dış gebelik mi değil mi anlamalıyız. Ayrıca miyom, yumurtalık kisti ya da polip olup olmadığına vajinal yoldan bakılması, daha iyi bir görüntü sunduğu için gerekli. Vajinal muayene hamileler için tıbbi olarak zararlı bir muayene değil, anneye de bebeğe de bir zararı olmaz. Ancak kadın için rahatsız edici olabilir. 
12’nci haftada, 11-14 tarama testi sırasında bebeğin ense kalınlığını, burun kemiğini, erken dönemde kolunu ve bacağını görmemiz gerekir ve bunları karından yapılan muayene ile göremiyorsak tabii ki vajinal muayeneyi tercih ederiz.

Anne adayları saçlarını boyatmaya devam edebilir mi?
Anne karnında bebeğin en çok etkilendiği haftalar 10-12’nci haftalar oluyor. Yani hamileliğin erken dönemlerinde, bebekle kimyasal temas olduğu zaman bazı sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Saç boyaları da kimyasal sentetik içeren ürünler. Dolayısıyla her türlü kimyasal teması kural olarak üçüncü aydan sonraya bırakmak doğru olur. Ancak saçını boyattığı için sakat çocuk doğuran kadın yok. Anne adayı çok göz önünde bir iş yapıyorsa, örneğin bir haber spikeriyse tabii ki derisine çok temas etmeden saçını boyatabilir.

Makyaj yapmanın yan etkileri var mı?
Kullanılan makyaj ürünleri test edilmiş ürünlerse problem olmaz ama hangi şartlarda üretildiğini, içinde ne olduğunu bilmediğiniz maddelerin gebeliğin hangi döneminde olursa olsun kullanılmasını pek istemiyoruz. Hamileler kimyasallara karşı daha hassastır ve daha kolay alerjik reaksiyonlarla karşılaşabilirler. Kirpiklerine rimel sürdüğü için gözlerinde ödem oluşan hastalar biliyorum. Kısacası bu durum kullandığınız ürünün kalitesiyle ilgili. Eğer iyi bir ürün kullanıyorsanız çok ağır olmamak şartı ile rahatlıkla makyaj yapabilirsiniz.


Artık hayatımızın bir parçası olan X-Ray cihazları bebeği olumsuz etkiler mi?
İki türlü cihaz bulunuyor. Biri manyetik alan sistemine göre çalışıyor, dolayısıyla onların çoğunda cep telefonu kadar ışın oluyor. Örneğin hostesler, hamile bile olsalar her gün o manyetik kapıdan geçiyorlar. Bu cihazların en tehlikelisi ise çantaların içerisinden geçirildiği aletler. Bunların yanında uzun süre durmamak gerekiyor. Kurşun lehvalarla korunmuş olsalar da bir çatlak varsa siz de o alana maruz kalabilirsiniz.

Hamilelik döneminde neler kesinlikle yenmemeli?
Hamilelerin mide-bağırsak sistemi daha hassas; bu nedenle acılı, baharatlı, yağlı, kızartılmış yiyecekler normal bir kadına oranla hamile kadınlarda daha fazla rahatsızlığa neden olabiliyor. Bu dönemde mide, rahimde büyüyen bebek nedeniyle yukarı doğru yer değiştiriyor, reflü ihtimali artıyor. Özellikle margarin hamilelikte hiçbir şekilde kullanılmamalı. Ayrıca yazın kolay bozulacak, güvenli olmayan gıdalar, ev dışı yenilen yemekler de hamileleri etkileyebiliyor. Bu dönemde daha kolay mikrop kapabilen kadınlar, eşiyle aynı yemeği yese de kendisinde farklı etkiler görülebiliyor. Bu nedenle hamileler, dışarıda kimin pişirdiğini, hijyenini bilmediği yiyeceklerden uzak durmalı. Örneğin sakatat yenmesin denir fakat anneniz yapıyorsa, ciğeri taze yağda kızartıyorsa yiyebilirsiniz. Elli gündür değiştirilmemiş, yağı yakılmış, ucuz bir yağın içerisinde pişirilmiş, bozulmuş, günlerce dolapta beklemiş ciğeri yerseniz hastalanırsınız. Bu sakatat yediğiniz için değil, hijyen sorunundan dolayı olur. Hayvanın her şeyini yiyebilirsiniz, kuyruk yağı da serbest çünkü binlerce yıldır insanlar hayvanlarla besleniyorlar ve yiyorlar. Margarin ise yapay olduğu için yenmemeli.

Deniz ürünlerinden hangileri kesinlikle yenmemeli?
Adana’da suşi yemeye kalkarsanız ağustos sıcağında mideniz bozulur çünkü suşi 50 dereceye dayanamaz. Deniz ürünlerinin yenmemesinin sebebi, yarım saat bile açıkta durduğunda bozulma ihtimalinin olması. Yoksa avlanan bir balığı hemen pişirip yiyorsanız ya da çok sirkülasyonu olan çok iyi bir balık restoranındaysanız sorun çıkmaz. Örneğin kalamar yiyeceksiniz ama kalamar Hint Okyanusu’ndan getiriliyor, aylarca buzlukta kalıyor sonra da durumunu bilmediğiniz yağda pişiriliyor. Bunu yememelisiniz ama Karadeniz’den çıkmış hamsiyi ya da lüferi yemenizde sakınca yok. Bir de dip balıklarını çok istemiyoruz. Çünkü ağır metaller, pislikler dibe çöküyor ve dipte yaşayan balıklar bu pisliklerle besleniyor. Hamilelikte balık iyi bir besin kaynağı çünkü omega 3 içeriyor. Özellikle balıktaki kahverengi yağların omega 3 içeriği çok yüksek. Örneğin güvenilir bir kaynaktan alınan somon bu yüzden çok etkili. Özellikle hamile kadınlar, somonun derisini sıyırdıktan sonra kenara koysunlar hatta o yağlı kısmı ekmeğe sürüp yiyebilirler.

Cinsel ilişki bebeğe zarar verir mi?
Kanama ve kasık ağrısı, erken doğum tehdidi, enfeksiyon riski olmadığı sürece hamileliğin ilk gününden son gününe kadar cinsel beraberlik serbest. Bir tek lohusalıkta 40 gün yara iyileşmesi olduğu için beraberlik istemeyiz.

Bazılarına göre mide bulantısı bebeğin sağlık göstergesi olarak düşünülüyor, bu doğru mu?
Çok ilgili değil ama şu var; bulantısı olan bir kadında aniden mide bulantısı kesilirse bebekte bir şey olabilir çünkü bebeğin ürettiği hormonlar, mideye yaptığı bazı maddeler içeride yuvalanmayı sağlarken kadında bazı değişiklikler meydana gelir. Bulantı da bunlardan biri. Aniden bulantının durması bebeğin düşmüş olduğunu ya da bir başka terslik geliştiği gösterebilir. Ama gebelikten gebeliğe, kardeşten kardeşe ve eşten eşe bulantı ve kusmalar değişebilir. Yani bulantının ağırlığıyla bebeğin sağlığı arasında hiçbir ilişki yok.

Bazı doktorlar ilk üç ayda vitamin takviyesini doğru bulmuyorlar, bebeğe zarar vereceğini düşünüyorlar. Bu doğru mu?
Dünya şu an bunu tartışıyor. Vitamin eksikliği ile ilgili yapılan çalışmalar Orta Avrupa çalışması. Örneğin Türkiye gibi bir tarım ülkesinde, karışık beslenen bir kadının folik asit takviyesi almasına gerek yok. Gerçekten gebeliğin ilk üç ayı değil, dokuz ay boyunca alması gerekmiyor. İyi besleniyorsanız, karışık besleniyorsanız bir problem olmaz. Sonuçta Albert Einstein’in annesi folik asit ya da demir takviyesi kullanmamıştı. Şunun şurasında yeryüzünde vitamin hapları son elli yıldır var. Ama Orta Avrupa’da uzun süre soğuk havalara maruz kalan kişilerin folik asit eksiliği bulunuyor. Bu kişilerde folik asit eksikliği kapatıldığında, doğumdan sonra ortaya çıkabilecek beyinsel anomalilerin yüzde 50’sini azaltabiliyorsunuz. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği iki vitamin var. Bunlardan biri demir. Demiri ne kadar alırsanız alın, demir depolarını hamilelikte tam olarak dolduramıyorsunuz. Diyet dışı takviyeler almanız gerekiyor.
İkincisi ise; hamilelikte böbreklerde kan dolaşımın artması ve aşırı idrar nedeniyle bazı maddelerin kaybı artıyor. Folik asit ve B9 vitamini en çok kaybedilenler. Ayrıca bütün B grubu vitaminlerin kaybı artıyor. Bu yüzden B grubu vitaminleri ve demiri kullanmanız iyi olur. Ancak ilk üç ay, midenizi rahatsız edebileceğinden kullanmayabilirsiniz.

Sıcak suyla duş almak bebeğe zarar verir mi?
Tam tersi ılık duşla karnınıza sıcak uygulama yapmak bazen kasılma ve kasık ağrılarını azaltıyor. Tabii cildi yakmayacak bir ısıda olmasına dikkat edin.

İlk bebek sezaryenle doğduysa ikinci bebek de sezaryenle mi doğmalı?
Dünya bunu da tartışıyor. Sezaryen sonrası vajinal doğum seçilmiş vakalarda yapılabilir. Ama sezaryen eğer dikine kesilmişse, vajinal doğumla rahim yırtılmasının yüzde  3-4 olasılığı bulunuyor. Enlemesine yapılmış sezaryenlerde bu olasılık yüzde bir civarında. Çocuk çok büyük değilse, kadın hazırsa tam teşekküllü bir hastanede yapılabilir. Doktorun 10-15 dakika içinde ameliyathaneye girebileceği, bebeğin gerekirse hemen yoğun bakıma girebileceği bir hastane olmalı.

Daha önce HPV virüsü geçirmiş bir annenin bebeği bundan etkilenir mi?
Hayır. Eğer aktif, yaygın kondilomları varsa bu tartışılır. Ama tedavi edilmişse, üzerinden yıllar geçmişse, hiçbir lezyonu yoksa bir sorun oluşturmaz. Aynı zamanda HPV sezaryen gerekliliği de değil. Sadece aktif herpes lezyonu sezaryen gerekliliği. Kadın doğum sırasında uçuk geçiriyorsa tehlikeli.

Miyomlar sezaryeni zorunlu hale getirir mi?
Miyomun yerleşme yerine bağlı olarak değişir. Eğer miyom yukarıya doğru yerleşmişse problem olmaz. Ama bebeğin kafasının geçeceği yerin altındaysa, doğum kanalını daraltıyorsa, geçişini bozuyorsa o zaman tabii ki sezaryen yapılabilir. Ama miyomların çoğu böyle değildir. Genellikle doğum yolunu kapamazlar. Doğum öncesi sıkıntı yaratabilirler ama doğum sırasında sorun olmaz. Yapılan çalışmalarda miyomların sadece üçte birinin hamilelikte sorun olduğu görülmüştür. Bunların da yüzde 30-40’tan fazla büyümediği belirlenmiştir. Ama bazen seyrek olarak şiddetli ağrılara sebep olurlar. Ama o da birkaç hafta sürer ve sonra miyom etkisini kaybeder.

Hamilelerin korkulu rüyalarından biri de toksoplazma. Dışarıda salata ya da az pişmiş et yemek bu parazite neden olur mu?
Toksoplazma paraziti, kedinin bağırsağında yaşayan bir parazit. Kedi kumuyla kirlenmiş topraktan geçer. O toprakta yetişmiş salatadan ya da hayvandan insanları etkileyebilir. Örneğin koyunlardan ya da sığırlardan insanların dokularına yerleşir. Kalp kasına, adalesine, rahmine ve bebeğe geçer. Yani ana konu kedi olmasına rağmen kedi dışındakilerde olumsuz sonuçlara sebep olabiliyor. Eğer bu parazitin olduğu hayvanı yerseniz size de geçmiş oluyor. İyi pişmemiş etler, iyi yıkanmamış sebze ve meyveler, toprak teması ve enfekte insanlardan kanların nakliyle geçebiliyor. Kısacası kediyi sevmekle geçmiyor. Önlem olarak kediniz varsa kumunu eşiniz değiştirsin, siz dokunmayın ya da eldiven takın. İyi pişmemiş etlere dokunmayın, eti kestiğiniz kabı, evyeyi, mutfak eşyalarını iyice dezenfekte edin. Bir de yemek pişirirken henüz pişmemiş olması ihtimali nedeniyle yemeğin tadına bakmayın. Çiğ ete dokunursanız elinizi çok iyi dezenfekte edin.

Başa dön tuşu