Hamilelikte dikkat edilmesi gerekenler

Evcil dostlar düşman olmasın
Evcil hayvanların dünyaya gelecek yeni birey için sakıncalı olup olmadığı kafa karıştıran sorulardan biri… Cevabı ise çoğunlukla hayır. Ancak kedi besleyenler için bir parantez açılabilir. Bazı kedilerin, çoğunlukla da sokak kedilerinin dışkılarında ‘toksoplazma’ adı verilen bir parazit bulunuyor ve bu parazit anne karnındaki bebekte enfeksiyonlara yol açabiliyor. Burada dikkat edilmesi gereken, kedinin dışkısıyla temas etmemeniz… Dolayısıyla bir süre kedinizin kumunu değiştirme görevini evin diğer bireylerine verin. Ancak kediyi sevmenizin ve ona dokunmanızın karnınızdaki bebeğe bir zararı yok, içiniz rahat olsun.
 
Hangi gıdalardan uzak durulmalı?
Sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşamın olmazsa olmazı… Söz konusu hamilelik olunca sağlıklı beslenmenin kuralları da biraz değişiyor. Bu dönemde nelere dikkat edilmesi gerektiğini  Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Barış Ata anlattı. 
 
Kafeinli içecekler
Bir bardak kahve içmeden güne başlayamayanlar, eminiz ilk aklınıza gelen soru bu… Kahvenin olumsuz etkileri tartışmalı olmakla birlikte, günde bir bardak filtre kahve veya 1-2 fincan Türk kahvesi içmenize izin var. Bu porsiyonlardaki kafein miktarı güvenli sınır kabul edilebilecek 200 mg’ın altında… Çay, kola ve bazı ilaçlarda da daha düşük dozda olmakla birlikte kafein olduğunu unutmayın. 
 
Çiğ besinler
Hamilelikte gıda hijyenine her zamankinden daha çok özen göstermek gerekiyor. Başta sebze ve meyve olmak üzere tüm gıdaları iyice yıkamanız gerektiğini söylememize gerek yok. Aynı zamanda çiğ veya iyi pişirilmemiş et, balık ve yumurtadan da uzak durmalısınız. İyi yıkanmamış veya pişirilmemiş besinlere bağlı olarak salmonella, listeriozis, brusellozis hatta toksoplazma gibi parazitler bebekte enfeksiyonlara yol açabiliyor. Mümkünse dışarıda salata yemeyin ve etlerin iyi pişmesine dikkat edin.

Süt ve süt ürünleri

Pastörize edilmemiş süt veya bu sütlerden imal edilen peynirler anne adayları için güvenli değil. Örneğin keçi peyniri, brie, camembert ve rokfor peynirleri pastörize olmayan sütten yapıldığı için hamilelikte tüketilmemeli… Beyaz peynirin ise, pastörize olduğundan emin olunmalı. 

Şarküteri ürünleri

Salam, sosis, sucuk gibi şarküteri ürünlerinden de tam pişmemiş olabilmeleri, bazılarının yüksek miktarda A vitamini ve katkı maddeleri içermeleri nedeniyle uzak durulmalı. Ama siz hamilesiniz, canınız çekti diyelim; bu durumda iyice pişirerek ve az miktarda tüketebilirsiniz.

Deniz ürünleri

Haftada 1-2 porsiyon taze balık tüketin. Özellikle yağlı somona, çok zengin bir D vitamini kaynağı olduğu için öncelik verebilirsiniz. Ancak yüksek cıva içeriği nedeniyle uskumru ve diğer derin deniz balıklarından kaçının. Yine aynı şekilde, midye ve istiridye gibi deniz ürünlerinde ağır metaller bulunabiliyor. Taze balık bulma şansınız yoksa, haftada 160 gramı geçmeyecek konserve ton balığı tüketebilirsiniz. Parazit bulundurma riski düşük olsa da suşi ve benzeri çiğ balık ürünleri de tavsiye edilmiyor.

 

Bitki çayları hassas konu

‘Siyah çay yerine bitki çayı içmek daha faydalı’ yanılgısına düşmeyin. Bitki çayları ve benzeri bitkisel ürünlerin güvenirliği hala tartışmalı… Adaçayı, karanfil yağı, ardıç yağı gibi ürünler gebelikte, özellikle yüksek miktarlarda tavsiye edilmiyor. Yeşil çay, gebeliğin erken döneminde folik asidi bağlayabileceği için fazla içilmemeli.  Bitki çayları konusunda en doğru yaklaşım mümkün olduğunca uzak durmak ve uzman bilgisi dahilinde, güvenilir markaların çaylarını içmek… 

Kahve

Kahve içmeden güne başlayamıyorsanız  üzülmeyin; günde bir bardak filtre kahve  ya da 1-2 fincan Türk kahvesi tüketebilirsiniz.

 

Bunlar da var!

• Saçınızı boyatacaksanız, onuncu haftadan itibaren organik saç boyaları kullanabilirsiniz. 

• Lazer epilasyondan ve tüy dökücü kremlerden kaçının. 

• Cep telefonlarının kanıtlanan olumsuz bir etkisi bulunmamakla birlikte gebelikte karnınızdan uzak tutmayı tercih edin.  

• Bilgisayar başında çalışmanın bir zararı yok ancak dizüstü bilgisayarlar ısındığı için kucağınızda tutmayın.  

• Gebelik sırasında yapay tatlandırıcılardan ve özellikle sakarinden kaçının. 

• Hamilelikte ödem oluşturma eğilimini artıracağından tuz miktarını kısıtlayın. 

• Çiğ yumurta ile hazırlanan mayonez, ‘mousse’ , tiramisu gibi gıdalardan uzak durun. Yazı: Neslihan Böle Arslan

Yediklerimizden içtiklerimize, günlük aktivitelerimizden keyif aldığımız ritüellere ve evcil dostlarımıza kadar her konu denetimimizden geçiyor; kimi sınıfı geçiyor, kimiyle vedalaşıyoruz. Endişeli anne adayları, sözümüz size! Jinekolog Op. Dr. Kağan Kocatepe rehberliğinde kafanızdaki tüm soru işaretlerini gideriyoruz. Anne karnındaki bebeğinizi çeşitli risklerden korumaya çalışmanız çok doğal ama ona yapabileceğiniz en büyük iyilik huzurlu bir anne olmak. Bunun için doğru bilgiyi takip edin, endişelerden kurtulun.

Bu evi kim temizleyecek? 

Hamilelikte en çok merak edilen konulardan biri de anne adayının ev işlerine devam edip edemeyeceği… Doktorunuz tarafından aksi belirtilmedikçe ve kendinizi yormayacak şekilde günlük işlerinizi yapmaya devam edebilirsiniz. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ise kendinizi ağırlaşmış hissedeceksiniz. Bu durumda vücudunuzun sesini dinleyin ve hareketlerinizi yavaşlatarak zamanınızı daha çok dinlenmeye ayırın. Ev işleri yaparken kullandığınız temizlik malzemeleri içinde ‘amonyak’ gibi keskin kokulu olanlardan uzak durmaya çalışın. Ayrıca temizlik sırasında ortama temiz hava girmesine dikkat edin.

 

Spa ve masaja ara verin

Vücutta hem fiziksel hem psikolojik rahatlatıcı etkileri olan masaj, özellikle hamilelikteki vücut ağrılarının giderilmesinde faydalı olabiliyor. Ancak refleksoloji gibi bazı Uzakdoğu masajları, etkileri yeterince araştırılmadığı için önerilmiyor. ‘Aromaterapi’ gibi bitkisel yağlarla yapılan masajlar da hamilelikte tercih edilmemeli çünkü bu yağlar her ne kadar bitkisel kökenli olsalar da vücutta ne gibi etkileri olduğu bilinmiyor. Sauna ve hamam gibi diğer sıcak ortamlar da yine vücut ısısını artırabileceğinden bu dönemde uzak kalmanızda fayda var.

Yürüyüş ve yüzme gibi vücudunuzu aşırı zorlamayan sporları tercih edebilirsiniz. Yüzmede karar kılarsanız, havuz suyunun temiz ve ılık olmasına dikkat edin.

 

Egzersizi kararında yapın

Spor yapmak, herkes için olduğu gibi hamileler için de faydalı. Buradaki altın kural; egzersizleri abartmadan ve vücut ısınız 38 dereceyi geçmeyecek şekilde uygulamak. Bunu anlamak için bir termometreye ihtiyacınız yok. Spor yaparken nefes nefese kalmak ve aşırı sıcak hissetmek vücut ısınızın yükseldiği anlamına geliyor. O yüzden her 15 dakikada bir mola vererek ısı ve nabız artışını dengelemelisiniz. Peki hangi sporlar gebelikte sakıncalı? Rahime direkt darbe gelme riski olan (topla yapılan spor türleri), düşerek yaralanma riskini artıran (kayak, su kayağı, sörf, bisiklete binme, ata binme, atlama sporları), karın içi basıncını artıran (ağır kaldırma gibi), eklemlerde ve kaslarda aşırı gerilmeye yol açan (aletli jimnastik, aletsiz zorlamalı jimnastik) ve vücudun aşırı ısınmasına ve kalbin fazla çalışmasına neden olan egzersiz türlerinden (hızlı koşu, uzun süren egzersiz türleri) kaçının. Onun yerine yürüyüş ve yüzme gibi vücudunuzu aşırı zorlamayan sporları tercih edebilirsiniz. Yüzmede karar kılarsanız, havuz suyunun temiz ve ılık olmasına dikkat edin. Özellikle suya atlamaktan ve suyun altında uzun süre nefessiz kalmaktan uzak durun. Ayrıca deneyimli eğitmenler gözetiminde ve uygun hareketlerle pilates ve yoga da yapabilirsiniz. 

 

X-ray ve röntgen korkutmasın

Alışveriş merkezlerinden havaalanlarına kadar her yerde bulunan X-ray cihazları, artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Hamileyken bu cihazlardan geçmeli mi, geçmemeli mi sorusu kafamızı çok kurcalıyor. Bu cihazlara yalnızca kısa bir süre maruz kalındığında, bebekte zarar oluşabileceğine dair bir bilimsel veri mevcut değil. Ancak toplumumuzda anne adaylarının cihazdan geçmek istememesi anlayışla karşılandığından, bir önlem olarak X-ray cihazından geçmeyip üzerinizin elle aranmasını talep edebilirsiniz. Röntgen filmi çekimlerinde kullanılan X ışınları ise, ‘iyonize edici’ özelliği olan ışınlar olarak kabul ediliyor. Röntgen ışınları da bu iyonize edici etkileriyle hücre ölümü, mutasyon, kanser ve doğacak bebekte gelişimsel kusur oluşturma riskleri taşıyor. Hemen endişelenmeyin çünkü tanı için kullanılan dozlarda bu etkilerin ortaya çıkması beklenmiyor. Op. Dr. Kağan Kocatepe, gerekli durumlarda inceleme amacıyla yapılan radyolojik incelemelerin bebeğe zarar vermesinin beklenmediğini söylüyor. Diş için çekilen tek röntgen de aynı şekilde zarar verme olasılığı düşük kategoride değerlendiriliyor.

 

Başa dön tuşu