Yazı: Yaprak Çetinkaya
Nefes alıp verirken havanın ötesinde neleri içimize alıyor, neleri dışarı veriyoruz? Nefes alıp vermek herkesin aynı şekilde yaptığı bir eylem mi, yoksa yaşa, yaşam şekline, hayata bakış açısına göre değişiyor mu? Nefesimiz değiştikçe hayatımız da değişir mi? En önemlisi de bedenimizde yeni bir can taşırken nefesimizle ona nasıl şifa olabiliriz? Nefes Terapisti ve Eğitmeni Duygu Keçecioğlu tüm sorularımızı yanıtladı.
Nefesin bildiğimizin ötesinde önemi ne?
Nefesin fiziksel bedenimiz için ne kadar kilit bir noktada olduğunu aslında hepimiz biliriz. Hücre yenilenmesi, detoksifikasyon, bağışıklık sistemi gibi pek çok sistem yeterli oksijen miktarı olduğunda düzgün çalışır. Asıl şaşırtıcı olan nefes farkındalığı ile yaşamanın ruhsal denge ve duygu durumumuza olan pozitif etkileri… Nefes alırken aslında bildiğimiz havanın çok daha ötesindeki unsurları sistemimize alıyoruz. Nefesin beden titreşimimizde yarattığı detoks belki de günümüz insanın en çok ihtiyaç duyduğu rahatlamanın tek yolu.
Doğru nefes almak ne demek?
Doğru nefes alma, ciğerlerin tamamının kullanıldığı bütünsel bir hareket şeklinde gerçekleşir. Bunun için de diyafram kullanımı şart. Kişiler çoğunlukla sadece üst solunum yollarıyla, en az ciğer kapasitesinin kullanıldığı ve bizim sığ nefes dediğimiz nefes alma modelini uyguluyorlar. Ciğerlerdeki havanın sadece yüzde 10’unun sirküle edildiği üst solunum nefesine korku, endişe, heyecan, yarış gibi anlarda yönelinir. Sık sık bu durumların yaşandığı ortamlarda bulunan kişiler bir süre sonra bunu nefes alma alışkanlığı olarak geliştirmiş oluyorlar.
Nispeten daha aktif bir nefes alma şekli olan orta solunum ise mide ve kaburgalar arasında kalan ciğerlerin orta bölümünü de kapsayan bir nefes alış şekli. Konuşmacıların, ses ve sahne sanatçılarının aldıkları eğitim neticesinde kullandığı bu nefesin bedeni oksijenlendirme kapasitesi çok daha yüksek.
Tam diyafram nefesinde ise mide üzerini kaplayan diyafram kasının alta doğru esnemesi ile açılan boşluğa doğru ciğerler genişleme imkanı bulur ve ciğerlerin tamamı oksijenlenir.
Doğru nefes alıp almadığımızı nasıl anlarız?
Nefes aldığımızda bedenimizdeki ilk hareketlenme karnımızda olmalıdır. Eğer nefes aldığımızda öncelikle göğüs bölgemiz yükseliyorsa diyaframımızı aktif kullanmadığımızı anlayabiliriz.
Hamilelikte doğru nefes neden daha önemli?
Hamilelik dönemi bir kadının yaşayabileceği fiziksel ve duygusal en hassas dönemlerden biri. Nefes çalışmaları bu kadar özel bir dönemin mümkün olan en konforlu şekilde yaşanmasını sağlar. Minik misafirimizin dünyaya hazırlanış sürecinde annesinden alacağı bol oksijen ve artan mutluluk hormonları eminiz ona da çok iyi gelecektir. Bebeğin büyümesi ile karın ve göğüs boşluğunu ayıran diyafram kası yukarı doğru itilir ve bu da rahat nefes almayı engeller. Ayrıca uterusun büyümesi ve vücut ağırlığının artması ile vücut duruşu da değişir. Tüm bunların yarattığı gerginlik ve kronik ağrılar bilinçli nefes çalışmaları ile mümkün olan en az seviyeye iner.
Bebek nasıl etkileniyor?
Bebeğin sağlıklı büyüme sürecinde en çok ihtiyaç duyduğu besin oksijen. Anne adayının doğru nefes alması, diyafram kasını güçlendirip kullanımı ile ilgili bilinçlenmesi bebeğe çok daha fazla oksijen gitmesini sağlıyor. Ayrıca gebelik döneminde zihinsel olarak daha huzurlu ve güvende hisseden kadınların bebeklerinin de çok daha huzurlu oldukları oldukça sık gözleniyor.
Hamilelikte doğru nefes almak için neler yapmalıyız?
Hamilelikte diyafram kullanımı ile ilgili bilinçlenmek çok önemli. Bu konuda doğru bilgilere ulaşıp düzenli olarak diyaframı geliştirecek günlük egzersizler yapmak süreci oldukça kolaylaştırıyor. Her bedenin fizyolojik ve psikolojik durumu birbirinden farklı. Dolayısıyla bu konuda uzman bir terapist ile yapılacak çalışmalar bu konuda nasıl çalışması gerektiği ile ilgili oldukça faydalı.
Nefes çalışması yaparken doğumla ve bebekle ilgili nelere odaklanılabilir?
Öncelikle anne adayının, kendisi ve bebeği için bedeninin güvenli bir yer olduğu konusunda iyi hissetmesi önemli. Doğumun yaşamdaki belki de en doğal süreçlerden biri olduğunu hatırlayarak kontrolü güvenle bırakarak nefes alması yerinde olur. Benim terapilerimde anne adaylarında sıklıkla kullandığım niyetlerden biri de bebekle birlikte gelecek tüm değişime hazır hissetme hali. Bir kadının yaşamındaki en güçlü dönüm noktasına yaklaşırken kendisini güçlü ve özel hissetmesini oldukça önemsiyorum.
Doğru nefes doğumu kolaylaştırır mı?
Doğru nefes konusundaki en önemli parametre diyafram. Nefes çalışmaları ile güçlenen diyafram kası doğum sırasındaki sancılı süreçte doktorların yönlendirdiği nefes alışları çok daha kolaylaştırır. Nefes farkındalığı gelişmiş bir gebe doğum sırasında gelişen korku ve endişe ile de çok daha kolay başa çıkabilir.
Ona doğru nefesi siz öğretin
Bebeğimiz doğunca mükemmel nefesi alıyor. Çocukların nefesi kaç yaşında bozuluyor? Bunu önleyebilir miyiz? Nasıl?
Çocukların nefesleri 3.5-4 yaşlarından itibaren bozulmaya başlıyor. Yaşam deneyimleri zorlaştıkça artan stres seviyesi nefesimizi tuttuğumuz anları sıklaştırıyor. Bu da her geçen yıl nefes kapasitemizi daha çok limitlememize yol açıyor. Ebeveynler özellikle yedi yaşından itibaren çocuklarının nefes alışlarını dikkatli izleyerek kontrol altında tutabilirler. Çoğu ebeveyn biraz dikkat ettiğinde öfkeli durumlarda çocuklarının nefeslerini tuttuğunu ya da çok sık ve hızlı nefes aldığını gözlemleyebilir. Böyle zamanlarda, anne-babalara içinde bulundukları duruma kısa bir ara verip çocuklarına “Haydi önce sakin ve derin birkaç nefes alalım’’ demelerini tavsiye ediyorum. Sadece 3-4 bağlantılı derin nefes çocuğun aynı duruma çok daha yapıcı ve sakin bir şekilde dönebilmesine yardımcı olacaktır.
Sağlıklı nefes ile neşeli bir hayat
Nefes hayatımızda neleri değiştiriyor?
Bedenimizdeki yaşamsal fonksiyonlarla ilgili en önemli parametre oksijenin varlığıdır. Solunum bizi yaşama bağlayan en vazgeçilmez unsur. Yemek yemeden ya da su içmeden günlerce yaşayabiliyoruz ancak nefes almazsak dakikalar içinde yaşamsal fonksiyonlarımız kapanıyor. Hücrelerimizin sağlıklı yenilenmesi, bağışıklık sistemimizin güçlü kalması, vücudumuzdaki toksik maddelerin atılımı solunum kapasitemizle doğru orantılı olarak işliyor. Tıpta anaerobik hastalıklar olarak adlandırılan pek çok hastalık oksijence zengin bir bedende ortaya çıkamıyor. Çağımızın en tehlikeli hastalıklarından kanser bile bir anaerobik hastalık. Özellikle gebelik gibi hassas süreçlerdeyken doğru kas gruplarımızı kullanarak alacağımız nefesler anne adayına çok daha sağlıklı bir gebelik dönemi yaşatabiliyor. Ayrıca pek çoğumuzun sık sık yaşadığı kronik yorgunluklar, ağrılar ve alerjik reaksiyonlar da doğru nefes ile ortadan kalkabiliyor.
Bedenimiz sadece fiziksel bir varlık olmayıp aynı zamanda titreşen bir enerji bedeni. Bedenimizdeki düşük frekanslı titreşimlerin detoksu gerçekleşmediği sürece yaşamsal sorunlar her zaman bize daha büyük ve başa çıkılmaz konular olarak görünecektir. Doğru ve yeterli nefes alan kişiler beden titreşimlerini çok daha yüksek tutabildiklerinden çok daha pozitif, güçlü ve neşeli olabiliyorlar. Gebelik döneminde yaşanan dalgalı duygu durumları doğru nefesin kazanımları ile çok daha rahat atlatılabiliyor.