Her şeye ‘evet’ de ‘hayır’ da demeyin!

Yazı: Elif Girgin

‘Evetçi’lerle, ‘Hayırcı’lar arasında ne gibi farklar var? Her istediği yapılan ya da her istediği engellenen çocuk bu durumdan nasıl etkileniyor? Bu tutumların çocuklar üzerindeki etkileri ileride ne şekilde ortaya çıkabiliyor? Ve tabii, ideal olan ne? Nasıl bir denge kurmalı, çocuğun taleplerine nasıl karşılık vermeliyiz? Aile Eğitmeni, Profesyonel Koç ve Eğitim Danışmanı Souzan Bachir ile, ‘Evetçi’ ve ‘Hayırcı’ anneleri konuştuk.

Evet…

‘Evet’, aslında ne kadar da olumlu anlamlar içeren bir kelime gibi değil mi? Düşünsenize evliliğe ilk adımı atarken bile evet diyoruz! Bir şeyi istediğimizi, sevdiğimizi evet diyerek belli ediyoruz. Ama söz konusu olan çocuklar olunca ‘evet’in dozunu ayarlamamız gerekiyor, çünkü bugün ‘sevgi’ adına her istediğine ‘evet’ yanıtı alan çocuk, ileride başkalarının ‘hayır’larıyla karşılaştığında bocalayabiliyor! Peki anne bunu neden yapıyor? Bu kişiye göre değişiyor ancak, anne sürekli evet derken çocuğunu üzüntü ve hayal kırıklıklarından korumaya, ona sevgisini fedakarlıklarla göstermeye, çocuğa ‘Benim için çok değerlisin, senin için her şeyi yaparım’ demeye çalışıyor. ‘Zaten hayatla yüz yüze geldiğinde, evden çıktığında yeterince hayır ile karşılaşacak, en azından ben ona hiç reddedilmediği bir alan açayım’ diye düşünüyor. Bu her dileğin gerçekleştiği bir çeşit sahte cennet… Ve anne bu cennetin yaldızlarının çocuk için çok büyük sarsıntılarla döküleceğini öngöremeyebiliyor sevgisinden dolayı. Aile Eğitmeni Souzan Bachir, “Çocuk ve ebeveyn ilişkisinin ötesinde, öncelikle genel olarak toplumda bir ‘hayır diyememe sendromu’ olduğunu hatırlatmamız gerek. Zira birine ‘hayır’ demenin kültürel olarak bu denli zor olmasının nedeni, meseleyi o andaki konuya ve bireysel alanımıza saygıya yönelik ele almak yerine, daha çok kişiye yönelik bir reddediş olarak algılamamız. Hele söz konusu çocuk olunca, en değerli varlığımızı üzmemek, kırmamak ve belki de ‘şımartmak’ için kurallarımızdan ve kendimizden taviz vermeyi ‘sevgi’ olarak algılayabiliyoruz” diyor. Bachir’e göre, bu çok sorunlu bir yaklaşım. Zira çocuklarımızı yetiştirirken mümkün olduğunca sosyal hayatın doğal bir parçası olan kurallara ve disipline dair bilinci vermeye dikkat etmeliyiz. Çocuğumuza her isteğine evet demeden de ona değer verdiğimizi ve onu çok sevdiğimizi göstermenin daha anlamlı ve uzun vadeli yollarını bulabilmeliyiz.

Hayır…

Hayır kelimesi de her ne kadar olumsuzluk içerse de, bazı sınırları çizmek adına çocuklar için gerekli. Çünkü çocukların sınırlara da ihtiyacı var. Ancak bu konuda da ölçülü davranmak ve ‘hayır’ın içini doldurmak gerekiyor! Unutmayın ki, karşınızda yaşı kaç olursa olsun bir birey var. Onun merakını ve öğrenme isteğini köreltmemek için hayır bile deseniz, bunu pozitif bir söylemle yapmanız ve karşılıklı iletişim kurmanız gerekiyor. Peki hayır diyen anne bunu neden yapıyor? İlginçtir ki, ‘hayır’ diyen anne de evet diyen anne gibi çocuğunu korumaya çalışıyor ve hayır diyerek, kendince aldığı önlemlerle çocuğuna zarar gelmemesi için her şeyi yapacağı mesajını vermeye çalışıyor. Mümkün olduğunca katı bir şekilde otoriter davranırsa, çocuğun hayata karşı daha güçlü duracağını farz ediyor. Çocuk ağlayıp üzüldüğünde anne-baba muhtemelen çocuktan daha çok üzülüyor fakat, ‘Çok üzülsem de, senin iyiliğin için, sana rağmen hayır diyeceğim’ diye düşünerek kendince fedakarlık yapıyor.

Souzan Bachir, “Disiplin ve kural koyma bize otoriter olmayı çağrıştırıyor olabilir fakat ‘hayır’ derken makul olmalı, tek kural koyucu olarak davranmak yerine çocuğun isteklerini anlamaya çalışmalı ve birlikte karar almaya özen göstermeliyiz. Çocuğumuzun başta kulağa anlamsız gelen isteklerini de dikkate alarak üzerinde düşünmemiz gerek. Belki de hayır dediğimiz şey aslında sandığımız kadar anlamsız ya da zararlı değil. Çocuklarımızın bize yeni şeyler öğretmesine de imkan tanımalıyız” diyor.

‘Evet’ diyen annenin özellikleri

• Sevgisini fedakarlık sandığı, tavizler verme üzerinde göstermeye çalışır.

• Genel olarak kimseye hayır diyememe sorunu vardır.

• Yoğun kaybetme ve incitme korkusu vardır.

• Kişisel sınırlarını çizmekte zorluk yaşar.

• Kısa vadeli ve kolayca çözümlere odaklıdır.

‘Hayır’ diyen annenin özellikleri

• Sevgisini otoriterlik üzerinden gösterir.

• Güçlü olmanın katı olmaktan geçtiğine inanır.

• Gereğinden fazla uzun vadeli çözümlere odaklanır.

• Garanticidir ve durumu her açıdan kontrol etmeye çalışır.İdeal olan ne?

Buradaki kritik nokta, evet-hayır dengesini doğru kurabilmek ve tutarlı mesajlar verebilmek. Souzan Bachir’in önerilerine kulak verin: “Çocuklarımızı hayata hazırlarken kuralların nasıl işlediğini, ilişkilerdeki isteklerin olumlu ya da olumsuz cevaplarının nelerden kaynaklandığını onları incitmeden, sevgiyle öğretebilme sorumluluğu ve fırsatı neticede anne-babalara ait. Ben tecrübelerimden yararlanarak ‘3-5 Neden’ adını verdiğim bir tutum geliştirdim. Küçük yaşlarda çocuk hayatı keşfetmeye çalışıyor, özellikle bu dönemde sürekli hayır demek çocuğun merakını ve öğrenme isteğini yok ediyor. Fakat, örneğin çocuk beş yaşına geldiğinde ve bir şey istediğinde ‘Bana bunu neden istediğine dair üç (ya da beş) neden sayabilir misin?’ demek, hem çocukla diyalog kurma ve onun iç dünyasını anlama fırsatı verir hem de daha demokratik ve adil. Bu 3-5 nedeni sadece çocuk saymayacak, biz de kendi nedenlerimizi bu şekilde çocukla paylaşacağız. Tutarlı olmak, hayır derken bunu kırıcı ve tek taraflı bir tutumla değil de pozitif bir dille, nedenlerini çocuğu bir birey olarak görerek açıklamak daha doğru bir yaklaşım. Ve bir de, evet derken de, hayır derken de istisnaları unutmamalıyız. Özel durumlarda elbette bu cevaplar değişebilir ancak ‘istisnalar kaideleri bozmaz’ mesajını çocuğa vermek şartıyla. Mesela hemen herkesin olduğu gibi çocuğun da sevmediği bir sebze olabilir. İlla yararlı diye çocuğa baskı uygulayarak enginar yemeye zorlamak yerine çocuğa başka benzer bir sebzeyle farklı tercihler sunulabilir.”

Çocuk nasıl etkileniyor?

Mesele ‘hayır’ ya da ‘evet’ demekten ziyade, çocuğa isteklerinin hangilerinin makul, hangilerinin anlamsız ve zararlı olduğu bilincini verebilmek. Bir şeyi istemeden önce, çocuğun karşısındakinin durumunu ve imkanlarını da düşünerek hareket etmeyi öğrenmesi onu daha duyarlı ve saygılı yapar, bencillikten uzak tutar. Bugün yetişkinler olarak kendi çocukluğumuzu hatırladığımızda anne-babamızın tüm isteğimize ve ısrarımıza rağmen ‘hayır’ diyerek koyduğu bazı kurallar için, ‘İyi ki de öyle yapmışlar, şimdi neden böyle davrandıklarını anlayabiliyorum’ diyerek minnetle anmayanımız var mı? Souzan Bachir, “Her şeye evet diyen bir anne bugün çocuğunu mutlu ediyor belki ama, her isteğine diğerleri tarafından olumlu yanıt alamayacak çocuğunun yarınını hayal kırıklıklarıyla dolduruyor. Üstelik, anne her şeye evet diyerek çocuğuna hayır diyememeyi de fark etmeden öğretmiş oluyor ve bu da bizim çokça yakındığımız ‘hayır diyememe sendromu’na yol açıp, çocuğun hayatını sosyal yaşamda zorlaştırıyor” diyor. Sürekli hayır demek de olmuyor tabii. Sürekli hayır denilen çocuk ise, bir süre sonra kendi isteklerini dile getiremez hale geliyor. Kendine daha özgür ve aileden kopuk bir alan yaratmaya yöneliyor. Öte yandan karşılaştığı haksızlıklara ses çıkaramıyor ya da çok yaratıcı ve faydalı önerilerini sessizce içine gömerek, özgüvenini yitiriyor. Bu nedenle, evet veya hayır derken tutarlı olmak, yanıtımızın altını çocuğun anlayabileceği şekilde oldurmak ve süreci karşılıklı iletişimle yönetmek gerekiyor.

Başa dön tuşu