İkizlerle yaşamak

Aylin Akgün

RÜZGAR VE ÇINAR’ın annesi

Dört çocuğunuz var. Yaşları kaç?

Eylül Öykü 12, Elif Mine yedi yaşında, Çınar Doğa ve Rüzgar Doğa 16 aylık.

İkiz olduklarını öğrendiğinizde ne hissettiniz?

Çok sevindim, hemen hemen herkes ikizim olsun diye hayal kurar, herhalde ben de onlardan biriydim; şaşırmadım da değil. Kafamda bir sürü soru belirdi hemen; iki kızdan sonra ikiz bebek hamileliği nasıl olacak? Hemen çağımızın en büyük yardımcısı internetten başladım araştırmalara…

Hamilelikte yaşadığınız en büyük sorun neydi?

Düşük tehlikesi! Doktorumun da uyarıları ile son ayları neredeyse hep yatarak geçirdim… Mide bulantısı da çok yoğundu.

Emzirme konusunda sıkıntı yaşadınız mı?

Altı ay emzirebildim. Hem sütüm yetersizdi hem de bebekler almadı.

İki kızdan sonra iki erkek nasıl bir şey?

Aslında kız-erkek fark etmiyor. Çok hareketliler… Düz duvara tırmanıyorlar. Ama küçük kızım da en az onlar kadar hareketli. Gerçi ilerleyen günlerde daha fazla anlayacağım sanırım erkeklerin farkını. Onlar için ‘hayır’ kelimesi bir şey ifade etmiyor çünkü!

Farklı yaşlarda iki çocuk büyütmek mi, aynı yaşta iki çocuk büyütmek mi daha zor?

Aynı yaşta iki bebek diyelim aslında… Üç yaşından sonra zaten anlamaya başlıyorlar ve daha kolay oluyor oyalamak da oynatmak da. Kendileri yer, yürür… Şimdi dışarı çıkarken ikisini de tek başıma çıkaramıyorum. Mutlaka eşim ya da kızlarım yanımda olmalı. Ama her yaşın ayrı zorlukları da yok değil.

Kızlarınınızın kardeşlerine bakışı nasıl oldu?

İkisi de duyunca çok sevindi ve herkesle paylaştılar. Doğduklarında herkes kendi bebeğiyle ilgilendi. Şimdilerde ise onların oyuncağı haline geldi. Okuldan gelince hemen bebeklere koşuyorlar…

Birbirlerini kıskanıyorlar mı?

Aralarında büyük bir sevgi olsa da kıskançlık her kardeşin sorunu sanırım. Büyük küçüğü, küçük bebekleri, bebekler de birbirini, böyle bir zincir var. Ama bu kıskançlık bazen bizi çok güldürüyor. Rüzgar babaya ve dedeye düşkün. Onların yanına kimseyi yaklaştırmıyor, beni bile! Çınar kendi halinde, ama anneci.

Size karşı iş birliği yaptıkları oluyor mu?

Evet birbirleriyle konuşmadan nasıl haberleşiyorlar anlamıyorum… Emeklemeye başladıkları andan itibaren biri bir çekmecenin başına gidiyor diğeri yanımdayken birden yok oluyor, bakıyorum ikisi de aynı yerde… Büyük bir hızla çekmece boşalıyor. Hem birbirlerine bağlılar hem de farklılar. İkizler çok ilginç!

Eşiniz çocukların bakımı konusunda size ne derece yardımcı oldu, oluyor?

Evde olduğu zamanlarda yardımcı oluyor… Zaten babalarını görünce beni unutuyorlar. Hele Rüzgar bana bile baba diyor!

İkizlerden sonra hayatınızda neler değişti?

Birden ev hareketlendi! Evde aynı anda ağlayan iki bebek… Kızlara biraz daha az vakit ayırabiliyorum, ama bunu da aşacağız. Bunun dışında çok eğlenceli. Çok eğleniyoruz. Ev nasıl dağılıyor anlamıyorum, mutfaktaki tencereler salonda ya da oyuncak sepetinde, oyuncaklar çekmecelerde! Bunlar tam afacan sincaplar…

İkiz büyütmek aynı anda iki çocuk büyütmek gibi mi?

3-4 çocuk büyütmek gibi! Tek çocuk büyütmek onun isteklerine anında cevap vermek daha kolay. Ama zamanla alışıyor insan, zorluklarla başa çıkılıyor. İkisine de ayrı ayrı biberon verdiğim zaman aralarında kapışma oluyor. Ama ikisininkini de aynı anda verdiğimde sorun ortadan kalkıyor.

İkisine birden yetemediğinizi düşündüğünüz oldu mu?

Bazen evet, hatta dördüne birden! Sabah okula hazırlık sırasında ikizler herkesten önce ayaktalar, sanki okula onlar gidecek… Neyse ki kızlar kendileri çalışıp bana kontrol ettiriyorlar ve odaları ayrı, yoksa bebekler onlara ders çalıştırmaz!

Çocuklara tek tek de zaman ayırabiliyor musunuz?

Son zamanlarda yeni bir uygulama geliştirdim. Bebeklerle ilgilenmek tüm zamanımı alıyor, bu yüzden kızlara her gün, her birine bir yarım saat, derslerinin dışında ikisi birlikte olursa bir saat ayırıyorum. İster tek tek ister birlikte. Onlar ne isterse onu yapıyorum. Böylece onlar da rahatlamış oluyor. Her şeyi ortak yapmaktan isyan ediyorlar bazen…Elif Kasapoğlu  

ARDA VE CEREN’in annesi

Çocuklarınız kaç yaşında ve siz işe ne zaman döndünüz?

Yedi yaşına girdiler. İki aylıklarken işe döndüm.

İkiz çocuk sahibi olmak nasıl bir şey? Avantajları ve dezantajları neler?

Aslında tarifi güç gerçekten, yaşamak gerekli. Öncelikle çalışan anne olarak çocuklarımın özel anlarını birebir yaşayamadım, içinde bulunduğumuz zamanın da tadına varamadık. Hayatımızın her evresinde bakıcı sıkıntısı yaşadık, farklı bakıcılarla farklı problemler gördük. Cinsiyetlerinin farklı olması nedeni ile iki ayrı duyguyu aynı anda yaşıyoruz. Bazı ailelerde anne ya da baba ile oyun oynama gereksinimi oluyor bizde çocuklar iki kişi oldukları için bazen beraber oynayabiliyor. Bir kardeş düşüncemiz kalmadı. Bunları avantaj olarak gördüğümüzde yüzlerce katı dezavantajımız var. Başta maddiyat olmak üzere (doğum yaparken bile hastane iki ayrı çocuk olarak ödeme alıyor), hediye, gözlük, mayo, ayakkabı, çikolata vb. yüzlerce alınacak eşya hiçbir zaman tek alınmadı.

Hamilelik zor mu geçti?

İşim nedeniyle Gebze’ye gittiğimden dolayı yollarda çok vaktim geçiyordu ama yine de genel olarak rahat bir hamilelik yaşadım. Çocuklar aralık ayı doğumlular ve ben dolu dolu bir yaz yaşadığım için biraz zorlandım. Toplam 10 kilo aldım ve beş kilosu çocuklardı. Ancak hamileliğimin beşinci ayında böbreğimde taş çıkması nedeniyle sıkıntılar başladı. Son aylarımda koltukta uyuyordum, çünkü yataktan kalkmakta zorlanıyordum.

Emzirme, gece uykuları konusunda sorun yaşadınız mı?

İşte burası tam bir kabustu! Gece uykularımız hiç yok denecek kadar azdı. Birini uyuttuğumuzda diğeri uyumuyordu; o uyuyunca diğeri uyanıyordu. Sürekli elde var bir çocuk. Sütüm çok olmadığı için maalesef iki ay emzirebildim. Çocuklar emme konusunda çok isteklilerdi, aynı anda ikisini birden emziriyordum.

Siz işe dönünce çocuklara kim baktı?

Doğumdan iki yaşlarına kadar evimizde bizim haricimizde bir bakıcı aylık dönüşümlü olarak da anneanne-dede; babaanne-dede kalıyorlardı. Biz anne-baba olarak işe gittiğimizde diğer kişiler çocuklara bakıyorlardı. Zaman zaman halaları da geliyordu.

Ceren ve Arda’nın karakterleri de birbirine benziyor mu?

Kesinlikle benzemiyor. Tamamen iki farklı karakterler. Tek kesiştikleri nokta ikisi de duygu yüklü ve inatçı. Ceren daha dışa dönük bir çocuk; bıcır bıcır… Noktasına kadar her şeyi sorgular, öğrenmek ve bilmek ister ve daha ılımlıdır. Arda’yla yalnız kalınır ve huyuna gidilir ise gayet güzel vakit geçirilir ancak istemediği bir şeyi yapacaksa vızır vızır vızırdanır.

Birbirlerini kıskanıyorlar mı?

Birbirlerine karşı büyük kıskançlıklar yaşamadık. Bazen Arda’ya çok ilgi gösterirsem o zaman Ceren Arda’yı başka yere yönlendirerek beni ele geçirir. Yaşadığımız en büyük kıskançlık; yemek için dışarıya gidildiğinde ikisinin de kendi yanına oturmamı istemesi; tabii bazen mümkün olmuyor. Ceren beni kimseyle paylaşamaz. Bir ara camdan bile bakmamamı söylemişti. Sanırım aradaki dengeyi çok iyi kurduğumuz için birbirlerini çok kıskanmadılar.

Aynı okul aynı sınıf mı, farklı sınıf mı, neden?

Aynı okul, farklı sınıflar. Anaokuluna ilk başladığımız zaman ikisi de aynı sınıftaydı. Ceren daha baskın olduğundan Arda orada kendini tam ifade edemiyordu. Daha sonra farklı bir anaokulunda ayrı sınıflara geçtiler ve Arda orada daha etkin olmaya başladı. Başka arkadaşlarımız da ikizleri ayrı sınıflara vermememizi söylemişlerdi. Bazen bir tanesi daha baskın, daha başarılı, daha hırslı olabiliyor, bu sebeple ikizlerin aynı sınıfta olmamaları, birbirlerine etki göstermemeleri açısından önemli.

İkizlerden sonra hayatınızda neler değişti?

İki yaşına kadar evimize çok yakın arkadaşlarımız hariç kimseyi çağıramadık çünkü onlar hayatımızın odak noktası oldu. Ev dizaynımız onlara göreydi, tüm yaşantımızı onlara endeksledik. Bunu yapmasaydık rahat edemeyecektik. Çünkü mecbursunuz onların sevgiye, ilgiye ve her türlü bakıma ihtiyaçları var. Aslında şimdi düşündüğümde bazı şeyler için kendimi çok gereksiz üzdüğümü görüyorum. Mesela üç yaşlarına kadar kendi yataklarında yatmadılar, çok uzun süre gece yatarken biberonla süt içtiler, tuvaletlerini çok geç söylediler. Aslında bunların hepsinin bir zamanı varmış. Zamanı gelince taşlar yerine oturdu.

Ekonomik ve fiziksel olarak zorluk yaşadınız mı?

Elbette zorluklar yaşandı. Bazen kendimi garip hissediyordum çünkü aynı anda, iki tane aynı şeyden alıyorduk. Her şeyden iki tane. Bez ve mama masrafları bizi yeterince zorladı.

İkiz büyütmek aynı anda iki çocuk büyütmek gibi mi?

İki çocuğu aynı anda büyütmek ev işleri, çalışma hayatı, uyku gibi özellikleri de katarsak bize 3-4 çocuk büyütmüşüz gibi geldi… Kendi durumuma bakarak, tek çocuk büyüten ve çalışmayan kişiler söylendiğinde çok kızıyordum.

İkisine birden yetemediğinizi düşündüğünüz oldu mu?

Zaman zaman oldu. Bir yaşlarına henüz girmemişlerdi, babaları da evde yoktu, ben ikizleri uyutmak için birini sağ ayakta diğerini sol ayağımda sallamıştım. Kucak zamanlarında tabii ki tek kişi yetemiyor. Ancak büyüdükçe bu konuda işler daha kolaylaştı.

Çalışma hayatı daha mı zor?

Çocuklarla birlikte çalışma hayatı zor. Gece uykusu olmayınca sabah kalkıp işe gitmek çok zor. İnsan karnını bir şekilde doyuruyor ama uyku olmayınca tüm düzen bozuluyor, burada çalışma hayatının zorlukları ortaya çıkıyor.

Yazı: Elif Girgin

Müge-Uğur Şahin çiftinin kızları Derin ve Defne 3.5 yaşında iki tatlı ponçik. Rüzgar ve Çınar, Aylin-İzzet Akgün çiftinin iki kızlarının ardından dünyaya gelen 16 aylık afacanlar. Ceren ve Arda ise, Elif-Aydın Kasapoğlu çiftinin yedi yaşındaki ikizleri… İşte size üç farklı aile, üç farklı yaşta çocuk, üç gerçek hikaye…



Müge Şahin

DERİN VE DEFNE’nin annesi


Çocuklarınızın yaşları kaç ve işe ne zaman döndünüz?

Defne ve Derin 3.5 yaşındalar. Çok zor oldu ama yine de altı aylık olduklarında çalışmaya başladım.



İkiz olduklarını öğrendiğinizde ne hissettiniz?


Kan testi sonuçlarında Beta HCG değeri yüksek çıkınca ikiz olduğundan şüphelenmiştik, açıkçası çok korktuğumuz bir durumdu çünkü zorluklarını tahmin edebiliyorduk. İlk ultrasonda ekranda iki kese görünce ve iki minik kalp atışı duyunca bir anda her şey değişti, sanki biz hayatımız boyunca ikiz çocuk istemiş ve o an için yaşamıştık. Doktorumuz, hamileliğin ilk dönemlerinde ikizlerden birinin kaybı ihtimalini söylediğinde o kadar korktuk ki, rutin kontrollerimiz iki haftada bir olmasına rağmen biz 3-4 günde bir kontrole gittik, eve ultrason cihazı alsaydık belki daha ekonomik olurdu.

Hamilelik nasıl geçti?

Çok zor geçti; ikiz gebeliklerde en büyük risk erken doğum. Çocukların gelişimlerini tamamlamadan doğma ve kuvözde kalma ihtimali korkusu, ikiz gebelik yaşayan her anne gibi bende de vardı. O yüzden ben fiziksel olarak çok hareketli bir hamilelik geçiremedim. Bebekler büyüdükçe zaten hareket etmek çok zorlaşmıştı hatta nefes almakta bile zorlanıyordum. Dördüncü aydan itibaren yatamamaya başladım, sabaha kadar kitap okuyordum ve sonra oturarak uyuyakalıyordum. Ancak 24’üncü haftaya kadar çalışabildim, sonrasını evde dinlenerek geçirdim ve kızlarım zamanında ve sağlıklı bir şekilde dünyaya geldiler.

Emzirme konusunda sıkıntı yaşadınız mı?

Evet, sütüm vardı ancak Defne gayet güzel emerken, Derin uyuyakalıyordu. İkiz annelerinde ileri boyutta ‘adil olmalıyım’ sıkıntısı oluyor. Defne’nin anne sütü alıp Derin’in alamamasına üzülüyordum. Çözüm olarak profesyonel bir süt sağma makinesi kiralamaya karar verdim. ‘Süt emzirdikçe gelir, mutlaka emzir’ dediler ama sağıp ikisine de eşit ölçülerde biberonla içirmek bana daha adil geldi. Zaten mama desteği de alıyorduk. Ama anne sütü konusunda bu yöntem sayesinde içim çok rahat. Çünkü o dönemde belki de psikolojik olarak, anne sütü her şeyden daha önemli geliyor insana. Bir gün, bir biberon anne sütü yanlışlıkla dökülmüştü, saatlerce ağladığımı hatırlıyorum… Şimdi o günlerimi düşünüp gülüyorum halime.



İki kız avantaj mı, dezavantaj mı?


İki kız avantaj, daha doğrusu ikizlerin aynı cinsiyette olmasının avantaj olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce aynı odayı paylaşabiliyorlar, hem kız hem erkek bebek odası hazırlamanız gerekmiyor. Zevkleri ortak, aynı tarz oyunlardan, oyuncaklardan ve çizgi filmlerden hoşlanıyorlar. Tabii bunlar anne ve baba için konfor. Onların açısından da hemcinsi ile her şeyi paylaşmanın daha keyifli olduğunu düşünüyorum, tabii ki rekabet faktörünü saymazsak… İki kız annesi olmak anne açısından da büyük avantaj; empati yapmanız çok kolay, iki küçük rakibiniz var ama aynı zamanda size çok hayranlar…



Bebeklik çağı ile okul çağı arasında ne gibi farklar var? Hangisi daha zor?


Bebeklik ve kreş dönemi arasında çok fark var. Kesinlikle bebeklik döneminin daha zor olduğunu düşünüyorum. Ağlayan iki bebek düşünün, konuşamıyor, konuştuğunuzu anlamıyor ve kucak istiyor ama sizin sadece iki kolunuz var! “Yavrum bekle seni de alacağım” veya ”Bekle seni de besleyeceğim, sana da vereceğim” diyemiyorsunuz. Sürekli yetememe duygusu anne için çok yıpratıcı.



Kızlarınızın karakterleri de birbirine benziyor mu?


Karakterleri birbirlerine hiç benzemiyor. Farklı yumurta ikizi olmalarından kaynaklanıyor sanırım. Zaten fiziksel olarak da pek benzediklerini söyleyemem. Ama çok değişik, anlaması kolay olmayan bir bağ var aralarında. Tüm rekabete, kıskançlığa rağmen inanılmaz güçlü bir sevgi… Hata yaptığında birisini uyardığınız zaman diğeri hemen kalkan oluyor önünde, müthiş bir savunma ve sahiplenme içgüdüleri var.



Aynı okula ve sınıfa mı gidiyorlar?


Aynı anaokuluna gidiyorlar ancak farklı sınıftalar. Uzmanların görüşü de bu şekilde olması yönünde. Kendi karakterlerini, kişiliklerini oturtmaya çalıştıkları bu dönemde daha bağımsız ve farklı ortamlarda olmaları önemli.



Hiç kendinizi çaresiz ya da yetersiz hissettiğiniz oldu mu?


İkiz annesi olmak demek, kendinizi mütemadiyen yetersiz hissetmeniz demek. ‘Keşke’leriniz hiç bitmez, keşke dört kolum olsaydı, keşke ikisini aynı anda taşıyacak kadar güçlü olsaydım, hatta keşke ahtapot olsaydım ve kızlarımı uyuturken ikisinin de aynı anda saçlarını okşayıp, sırtlarını kaşıyabilseydim.

İkizlerden sonra hayatınızda neler değişti?

İkizlerden sonra hayatımızda çok şey değişti. Çok yorulduk ve yoruluyoruz, kendi hayatlarımızdan çok büyük fedakarlıklar ediyoruz, gecelerimizin gündüzlere karıştığı, uykusuzluktan baktığımız her yerde yatak hayali gördüğümüz, hastalandıkları zaman endişeden ve korkudan perişan olduğumuz zamanlar oldu ve oluyor. Ama aynı zamanda öyle büyük bir mutluluk yaşıyoruz ki dünyadaki her zorluğa değiyor. Biz onların sayesinde anne ve baba olma duygusunu, gururunu yaşıyoruz, onların sayesinde aile olduk. Artık her yeni güne uyanmak için, sağlıklı olmak için, yaşamak için çok daha farklı ve özel sebeplerimiz var. Ne kadar yorulsak da uyudukları anda özlemeye başlıyoruz, dünyada bundan daha büyük bir aşk olamaz. Belki bir çocuğumuz olsaydı, ikincisini yapmaya cesaret edemezdik ama şimdi aynı anda ikisini birden büyütüyoruz. İş dönüşü kapıdan girdiğimiz anda yüzlerinde kocaman gülümseme ile bakan iki çocuk gördüğümüzde, ‘kesinlikle değdi’ diyoruz.



Çocuklara tek tek de zaman ayırabiliyor musunuz?


İkizlere maalesef tek tek vakit ayıramıyoruz. Bunun bir sebebi zaman olarak bunu sağlayamamak ikincisi de ikizlerin kesinlikle birbirlerinden ayrı bir şey yapmak istememeleri.

Başa dön tuşu