“‘Müzeler’de Çocuk Kitabı’ projesiyle onlara müzeleri keyifle tanıtmayı amaçladım”
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben 1980 yılında Tekirdağ’da doğdum. İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okurken bir gün yazar olabilmek için hayaller kurmaya başladım. Mezun olduktan sonra sekiz sene boyunca Enka Anaokulu’nda İngilizce öğretmenliği yaptım. Şimdi iki yaşında bir oğlum var ve vaktimin çocuğunu onunla geçirmeye çalışıyorum. Benim için bir çocuğun tebessümü bu dünyadaki en güzel şeylerden biri. En büyük hayalim bir gün dünyada ilgiye, sevgiye ve bakıma ihtiyacı olan çocuklar için doğru bir projede yer alabilmek.
Çocuk kitapları yazma fikri nasıl oluştu?
Öğretmenlik benim için her gün daha yaratıcı olmam gereken bir işti. Ama Emir’in doğumu benim için çok şey değiştirdi artık hem çocuklara daha faydalı olabilecek bir şeyler yapmak hem de oğluma güzel bir anı bırakabileceğim bir iş yapmak istiyordum. Yıllarını çocuklarla geçirmiş bir kişi olarak bugüne kadar yapılmamış ama çocuklar için yararlı olan ne olabilir
diye düşünürken ‘Müzelerde Çocuk Kitabı’ projesi oluştu. Korpus Yayınevi projeyi gerçekleştirmek için beni en doğru şekilde yönlendirdi, BKG (Bilkent Kültür Girişimi) en büyük desteği vererek ilk kitabımı hemen raflarına koydu. Eşim de kendi iş alanının (Moda Grup) bir parçası olarak müzelerle bağlantı kurmama destek oldu; her anlamda hep arkamdaydı ve ben adım adım hayalimi gerçekleştirmeye başladım. Serinin ilk kitabı ‘Ayasofya’nın Hazineleri’nin başlangıcında, ‘İçimdeki yaratıcılığı ortaya çıkaran canım oğlum Emir’e…’ yazmanın benim için ne çok şey ifade ettiğini anlatamam.
Kitaplarınızın en büyük özelliği nedir?
Uzun çalışmalar sonucu illustratörümüz Ceylin Saral ile birlikte bir çocuk grubu yarattık. Emir, Ela ve Ali, yurt dışından gelen arkadaşları Kim ve Weny’e Türkiye’yi gezdiriyorlar ve tanıtıyorlar. Yanlarından hiç ayırmadıkları arkadaşları ise ‘kedi’. Çocukların sonsuz hayal dünyalarına eğilmeyi çok sevdiğim için hikayeleri çocuklara kedi anlatıyor. Her gezi ayrı bir macera… Hikayelerin en önemli özelliği, çizgi kahramanların gerçek mekanlara taşınarak oluşturulması, karakterlerin çocuklarımızın hayal dünyasına çok yakın olması ve müze fikrini çocukların seviyesine en uygun dille veriyor olması.
Kitaplarınıza nasıl ulaşılabilir?
Kitaplara bütün müzeler sahip çıktı diyebilirim, Ayasofya, Topkapı, İstanbul Modern, Pera Müzesi, Koç Müzesi, İKSV, internetteki kitap satış siteleri, en yakın zamanda da bütün
kitapçılardan ulaşabilirsiniz. Kitaplar hem Türk çocuklarını hem de yurt dışından gelen ziyaretçileri düşünerek oluşturuldu, bu yüzden hem Türkçe hem İngilizcesi mevcut.
Kitapları hazırlama sürecinizi anlatır mısınız?
Çocukları müzelere götürmeden önce hep kendi çabamla oluşturduğum hikayeleri onlara anlatır, içlerinde müzeyi gezmek için heyecan yaratmaya çalışırdım. Müze dönüşü çalışmalar yapar, kısa ama ilgi çekici bilgilerin kalıcı olmasını sağlamak isterdim. Tarihi ve kültürel mirasımızın değeri çocuklara onların diliyle anlatılmalı, çocuklar bu kitapları okuyunca müzeleri gezmek istemeli ya da müzeyle ilgili kalıcı bilgi edinmeliydi. Her türlü alışkanlık nasıl küçük yaşta ediniliyorsa, müze gezmek, bilgi edinmek, araştırmak, sorgulamak da çocuklarımıza bu yaşta aşılanmalıydı benim için. Bu kitapların en büyük hedefi bu…
Röportaj: Eda Şentürk
Onların amacı hikayeleriyle çocukların kalbini fethetmek… Çocuk kitapları yazarlarının hayal dünyalarının içine daldık yaratıcılıklarının sırlarını öğrendik.
Gökçe Ateş Aytuğ
“Çocukları kikirdeten, şaşırtan öykülere ben de bayılıyorum; söz alıp ‘Ben de bir öykü anlatabilir miyim?’ demek istedim.”
Kendinizden kısaca bahseder misiniz?
1980 yılında İstanbul’da doğdum. Mimar Sinan Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümü’nü bitirdikten sonra yayınevlerinde editörlük yaptım ve çocuk kitapları çevirileri yaptım. Hayykitap
Yayınevi’nde çocuklar ve gençler için kitaplar hazırlamaya devam ediyorum.
Çocuk kitapları yazma fikri nasıl oluştu?
Uzun zamandır çocuklar için kitaplar hazırlıyorum. İşimin en heyecan verici yönü, çocukların seveceği bir şey üretmeye çalışmak oldu hep. Belki de yine bu yüzden çocuklar için yazmaya başladım. Onları kikirdeten, şaşırtan öykülere ben de bayılıyorum; söz alıp ‘Ben de bir öykü anlatabilir miyim?’ demek istedim.
Kitaplarınızın en büyük özelliği ne? Nasıl içeriklere sahip?
‘Bugün Hayal Kuracaktım’, bir kız çocuğunun, Aslı’nın, sıradan başlayan ama türlü aksiliklerle heyecanlı bir maceraya dönüşen bir cumartesi günü yaşadıklarını anlatıyor. Aslı okura içini döküyor, kah üzüntüden kah mutluluktan ağlıyor. ‘Bugün Aşktan Çok Sıkıldım’da ise aynı günü bu kez Aslı’nın arkadaşı Aret anlatıyor. Elbette kendi gözünden, kendi yorumlarıyla… Aynı güne, aynı olaylara iki farklı çocuğun gözünden bakmaya çalıştım; gerçeğin nasıl başkalaşabildiğine, yanlış anlamanınanlaşılmanın ne olduğuna kafa yormak
istedim.
Kitaplarınıza nasıl ulaşılabilir?
Kütüphanelerden, kitabevlerinden ve internet satış sitelerinden ulaşılabilir. Basılı kitabın yanı sıra e-kitap olarak da satın alınabiliyor.
Kitapları hazırlama sürecinizi anlatır mısınız? Nasıl ortaya çıkıyor?
İlk kitabımın kendiliğinden ortaya çıktığını söyleyebilirim. Küçük bir öykü yazmak üzere açıp doldurmaya başladığım boş sayfada beliriveren karakterle o kadar eğlendim ki, onu daha fazla konuşturmak, yaşayabileceği sıra dışı ve maceralı bir günü hayal etmek istedim. Öykü gelişirken bir yandan da kitabın ana karakteri olan Aslı’nın, sınıf arkadaşı Aret’in ilgisine kayıtsız kalışına baktım, acaba Aret neler hissetmiştir diye hayal ettim ve böylece ikinci kitap ortaya çıktı.
Kitaplarınız çocuklara neler öğretiyor, neler kazandırıyor?
Çocuklara bir şey öğretmek ya da kazandırmak gibi bir niyetim olmadı hiçbir zaman. Kurgu kitaplar ve ‘kazandırmak’ gibi ettirgen fiillerin yan yana kullanılması beni tedirgin eder. Elbette yazarken üzerinde özellikle durduğum, anlatmaya çalıştığım şeyler var ama bunlar kitabın bir parçası, öykünün cansuyu olduğu sürece anlamlı. Çocuklar öyküyü sever, okurken iyi vakit geçirirlerse, bir de öykü onlara o güne kadar fark etmedikleri bir şey düşündürürse, daha ne isterim.M.Banu Aksoy
“Benim için aslolan çocuğun okuma eyleminden keyif alması, kitabın ona hoşça vakit geçirtmesi.”
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1979 yılında doğdum. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde çocukluk hayalim olan Sanat Tarihi eğitimi aldım. Televizyonda kültür sanat programlarında metin yazarlığı, çocuk programlarında senaristlik ve yazarlık yaptım. 2010 yılından bu yana Bir Dolap Kitap adlı çocuk kitapları blog’unda yazıyorum. Çocuk kitapları dışında iki tutkum daha var: Bisiklet ve seramik.
Öncelikle çocuk kitapları yazma fikri nasıl oluştu?
Çocuk kitaplarına çocukluğumdan beri ilgi duyuyorum. Hatta çocuk kitapları sevgim yüzünden eşim Yıldıray’la birlikte yaklaşık dört yıldır Bir Dolap Kitap adlı çocuk kitapları blog’unu yazıyoruz. Sanırım çocuk kitaplarıyla bu kadar haşır neşir olunca insan ister istemez bir şeyler de yazmak istiyor.
Kitabınız ‘Kediler Hep Dört Ayak Üzerine mi Düşer?’ nasıl bir kitap?
Hayykitap’tan çıkan ‘Kediler hep dört ayak üstüne mi düşer?’ ‘Moli ile Olaf Merak Ediyor’ adlı dizinin ilk kitabı bu. Kitabın kahramanları Moli ile Olaf, benim yıllardır çizdiğim, Bir Dolap
Kitap’ın da maskotu olan iki küçük çocuk. En büyük özellikleri çok meraklı çocuklar olmaları. Dizi, Moli ile Olaf’ın (ve elbette pek çok çocuğun da) aklına gelebilecek sorular ve bunların
yanıtlarından oluşuyor.
Kitaplarınıza nasıl ulaşılabilir?
Düşevi ve İyi Cüceler gibi çocuk kitapçılarından, diğer kitapçılardan ve internet satış sitelerinden edinilebilir. Bazı kütüphanelerin çocuk bölümlerinde bulmak da mümkün.
Kitabınızı hazırlama sürecinizi anlatır mısınız? Nasıl ortaya çıktı?
Dizi için çocukların ilgisini çekebileceğini düşündüğüm konu başlıklarını belirledim. Editörümün de eklemeleri oldu. Ardından seçtiğim konuyla ilgili masa başına geçip kendi kendime beyin fırtınası yapıyorum. Serbest çağrışımla pek çok soru birikiyor. Sonra işin araştırma kısmı, soruların yanıtlanması ve resimlerin yapılması kısmı başlıyor. Kitabımın çok hareketli bir grafik tasarımı olduğu için, işin bu evresi de oldukça uzun ve titiz bir çalışma gerektiriyor.
Kitaplarınız çocuklara neler öğretiyor, neler kazandırıyor?
Benim için aslolan çocuğun okuma eyleminden keyif alması, kitabın ona hoşça vakit geçirtmesi. ‘Moli ile Olaf Merak Ediyor’ çocukların soru sormasını, hayatı sorgulamalarını ve yaşadıkları dünyanın ayrıntıları merak etmeleri sağlıyorsa ne mutlu bana.