Yazı: Besray Köker
Teknolojinin nimetleri sayesinde bir ofisten bağımsız, mahalledeki kafeyi bırakın istediğiniz ülkede çalışabilmenin dahi mümkün olduğu, haliyle içeriden dışarıya, dışarıdan da içeriye hem keyfi hem de zorunlu göçlerin eskisinden daha sık yaşandığı günümüzde, farklı kültürlerden evliliklerin de sayısı artıyor. Yeni nesiller de tüm bu değişimden nasibini alıyor. Globalleşen dünyada birden çok dili konuşabilmek için, çocuklar öğrenmeye kaç yaşında başlamalı? Küçük yaşta dil öğrenmenin faydaları neler? Nasıl bir yol izlenebilir? Bu ve bunlar gibi aklımızdaki tüm soruları Uzm. Psikolog ve Pedagog Özlem Özden Tunca yanıtladı.
Bir çocuğa anadili haricinde ikinci dili öğretmek için ideal yaş ne zaman?
Bir çocuğa anadili haricinde ikinci dili öğretmek için ideal yaş 0-3 yaş aralığı. Ancak okul öncesi dönemde 5-6 yaşlarında da eğitime başlamak için geç değil.
Henüz konuşmaya başlamamış bir bebekle iki dille iletişime geçilmesini çocuğun dil gelişimi açısından değerlendirebilir misiniz? Konuşmasını geciktirir mi?
Bebekler dünyaya geldiklerinde içine doğdukları ortamda hangi dil veya diller konuşuluyorsa o dili edinme potansiyeline sahip. Dünyadaki tüm bebeklerin doğumdan itibaren tüm sesleri çıkarabilme yetileri var. Tabii zaman geçtikçe yalnızca çevresinde konuşulan dildeki sesleri tekrar ederler. Bu sebeple hangi dildeki sesleri duyuyorlarsa, bunu tekrar ederler yani dili öğrenirler. Birden fazla dile ait sesleri duyuyorsa birden fazla dili de öğrenebilirler. Dili anlama, konuşmadan önce gelir. Çocuk o dile ait sesleri, kelimeleri, kavramları anlayıp depolandıktan sonra konuşmaya başlayacaktır. Bu anlamda konuşmanın gecikmesinden bahsedemeyiz. Konuşma gecikiyorsa burada başka sebepler üzerinde durmak gerekiyor. Bunlar fizyolojik, psikolojik ve/veya iletişimden kaynaklanan sebepler olabiliyor.
Ters taraftan baktığımız bir durumda, anne ve babası farklı ana dillere sahip bir çocuğun annesinin, çocukla kendi ana diliyle konuşmaması çocuğa yakın ve uzak dönemlerde ne gibi sıkıntılar yaşatabilir?
Anne ve babası farklı ana dillere sahip bir çocuk iki farklı dil öğrenme açısından zaten şanslı ve bu şansı mutlaka kullanmak gerekiyor. Böyle bir durumda çocuğa dil öğretmek için de özel bir çabaya gerek yok. Annenin sadece kendi ana dilinde ve doğru aksanla konuşması, babanın da kendi ana dilinde ve doğru aksanla çocukla konuşması çocuğun iki dili de aynı anda öğrenmesini sağlayar. Annenin kendi ana dilinde konuşmadığı durumda, çocukla iletişimde tüm duygu ve düşüncelerini çocuğa doğru ve samimi aktaramama riski de oluşacaktır ki bu da çocukla anne arasında sağlıklı bir bağlanma oluşamamasına sebep olabilir. Özellikle 0-3 yaş döneminde anneyle sağlıklı ve güvenli bir bağlanma ilişkisi kurulamamışsa, bu durum çocuğun yetişkin hayatında da bazı ruhsal sorunların oluşmasına zemin hazırlayabilir.
Yabancı bakıcıların, dili ne olursa olsun, kendi ana dilleriyle çocuklarla iletişim kurması sizce doğru mu yanlış mı?
Yabancı bakıcılar kendi ana dilleriyle eğer doğru bir aksanla çocukla konuşuyorsa çocuk bu dili de öğrenebilir. Zaten aile bakıcının dilini çocuğunun öğrenmesini istemiyorsa ya yabancı bir dille konuşan bakıcıyla çalışmamalı ya da o dili çocuğunun öğrenmesini istiyorsa bakıcının sadece kendi dilini ve doğru aksanla konuşmasını sağlamalı. Çocuk bir dili doğru aksanıyla tam olarak öğrendikten sonra ileriki yaşlarda farklı aksanlarla o dille karşılaşsa da çok problem olmaz. Yabancı dadıların Türkçe konuşmaya çalışması, dile hakimiyeti tam olmadığı için ana dili Türkçe olan ve anadilini öğrenme aşamasında olan bir çocuğun anadilini doğru öğrenmesine de engel olabilir. Çocuklar en fazla duyduğu dili ve aksanı öğrenme eğilimindedir. Çocuk anne ve babasının aksanını normalde 3-4 yaşına kadar kavramış olur. Bu yaşlardan sonra farklı aksanda konuşan bir bakıcı artık çok problem olmaz.
Küçük yaşta dil eğitiminin nasıl avantajları var?
Dil eğitimine ne kadar erken yaşta başlanırsa öğrenme o kadar doğal, kolay ve kalıcı olur. Ayrıca o dilin gramer ve telaffuzuna anadili kadar hakim olması kolaylaşır. Küçük yaşlarda özellikle 0-3 yaş gibi erken dönemde ikinci bir dil öğrenmek beyin gelişimini de önemli oranda etkiler ki bu da çocuğun zeka kapasitesine katkıda bulunur. Tüm alanlarda (fiziksel-sosyal-bilişsel) gelişimimizin yüzde 70’ini altı yaşın sonunda tamamlarız. İnsanların öğrenme hızı 6-7 yaşından sonra düşüş gösterir. Ergenlik döneminden sonra artık öğrenme hızı belirgin bir düşüşe geçtiği gibi, öğrendiğimiz bilgilerin kalıcılığı küçük yaşlarımıza kıyasla oldukça düşüktür. Yetişkinlerin yeni bir dili öğrenmeleri sırasında yaşadığı birçok zorluğu küçük çocuklar yaşamaz. Yani küçük çocuklar yeni bir dili daha hızlı öğrenir ve kalıcılığının daha fazla olması sebebiyle daha geç unutur.
Yabancı dilin bilişsel becerilere etkileri neler? Olumlu etki için yaş bir faktör mü?
Yapılan birçok araştırmada iki dilli yetiştirilen çocuklarda bilişsel gelişimin daha iyi olduğu, çift dilliliğin kişinin yetişkinlik yaşamında da faydalarının olduğu, Alzheimer gibi hastalıkların ilerlemesini yavaşlattığı tespit edilmiştir. Ayrıca günlük yaşamda diller arasındaki konuşma geçişlerinde yapılan beyin jimnastiği sayesinde beyinde oluşan fazla gri hücreler sayesinde çok dil konuşanların, demans hastalığına da geç yakalandığı tespit edildi. Çok dilliler, tek dillilere oranla; reaksiyon hızı, dikkat ve kavrama yeteneği gibi bilişsel alanlarda daha iyi bir performansa sahipler. Beş yaşından önce ikinci bir dile maruz kalma, beynin dil öğrenme mekanizması açısından daha doğal bir süreç yaşamasını sağlar.
Hangi durumlarda ikinci bir dil öğretilmemeli?
Eğer çocuk kendi anadiline ait sesleri veya basit hece ve kelimeleri çıkartmakta zorlanıyorsa böyle bir durumda ikinci dil eğitimine geçmek yanlış. Zaten böyle bir durumda çocukta geç konuşma veya konuşma bozukluğu sorunu olabiliyor. Bunun ayrıca bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Çocuğa ikinci dili öğretecek kişinin, söz konusu dili doğru kullanmaması da çocuğun o dili baştan yanlış öğrenmesine sebep olabiliyor. Çocuk ikinci bir dili öğrenmekte herhangi bir sebeple zorluk yaşıyorsa veya reddediyor ve buna rağmen çocuğa bu dil aslında zorla öğretilmeye çalışılıyorsa bu durum da çocukta öfke krizi, saldırganlık, içe kapanma, tümden konuşmayı reddetme vb. davranış sorunlarına yol açabiliyor.
Okul öncesi dönemde yabancı dil
• 0-6 yaş bunun için en uygun dönem.
• Bu yaş aralığı, çocukların hem çok hızlı öğrenebildikleri hem de öğrenmeye merak, ilgi, istek ve motivasyonlarının da en yüksek olduğu dönem.
• Öncelikle ikinci dilin, anadili o dil olan bir kişi tarafından verilmesi en doğru yol kabul ediliyor.
• Küçük çocukların doğal ilgi alanları olması bakımından da o dili çocukla konuşmanın yanı sıra; şarkılar, oyunlar vb. etkinlikler çocuğun ikinci dili öğrenmesine zenginlik katıyor.
• Buna paralel olarak çocuğun söz konusu ikinci dili iyi konuşan veya anadili o dil olan başka çocuklarla iletişimi veya bu dilde eğitim veren bir okul öncesi eğitim kurumuna da gitmesi destekleyici oluyor.
• Söz konusu ikinci dil, anadili olan bir ebeveyn, bakıcı veya arkadaş yoksa çocukla ikinci dil öğretimine oyunlarla başlanması öneriliyor.
• Bir ders formatında öğretim yapan bir öğretmen, küçük yaşlardaki çocuklarda genel olarak öğrenme kavramına bile çocuğun mesafeli bakmasına sebep olabiliyor.
• Ailenin ayrıca öğrenmeye başlanılan ikinci dili, çocuğun özellikle ergenlik dönemine kadar yaşamında süreklilik haline getirmeye özen göstermesi önemli.